AKBASLAR KÖYÜ WEB SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ
  Yöresel Dil Sözlüğü
 
YÖRESEL DİLİMİZ (AKBAŞLARCA)
 
 
Sevgili okurlar daha önce akbaşlarkoyu.com sitemiz için hazırladığım akbaşlarca sayfamızın üzerinde üç dört aylık bir çalışma sonucu oluşturmuş olduğum bu sözlüğe ilave edilecek daha çok kelimenin olması muhtemeldir.
 
Bu çalışmadaki sözcüklerin sadece köyümüzde konuşulduğunu iddia etmediğimizi öncelikle belirtelim. Şunu da belirtmek gerekirse köyümüzde büyümemiş, annesi, babası memur, şehir ortamında yetiştirilenler bu kelimelerin çoğunluğunu duymadığı, kullanmadığı için bazılarını bilemeyebilir. Türk halkının tamamı Türk soyundan gelir. Başlangıçta hepsi hayvancılıkla geçinen göçebe yani Yörük olup, Anadolu’ya daha önce gelip yerleşik hayata geçerek ziraatla uğraşmaya başlayan Türkler manav olmuştur. Ancak farklı ülke ve halkların dilleriyle etkileşse de, dillerini ve şivelerini büyük ölçüde korumuşlardır.
 
Günümüzde iki yakın köy arasında bile birçok kelimenin farklı şivelerle söylendiğini belirttikten sonra şimdi köyümüzde de kullanılan güzel dilimiz Türkçemizin kelimelerinden oluşan sözlüğümüze geçebiliriz. 
 
 
A

 
Aba
Abla, dokuma yün kumaş
Angut
Ahmak, yabani inek türü
Abacık, abıcık
Ablam
Anırma
Eşek sesi
Abanmak
Yığılmak, yüklenmek
Aralama
Ayırma, karışıklığı düzeltme
Abau
Şaşkınlık sözü
Aralık
İki şey arasındaki boşluk
Abaza
Uzun süre cinsel ilişkiden uzak kalan
Arap
Yüz rengi kara olan kişi
Abdal-aptal
Ahmak, salak, anlayışsız, saf
Ard, art
Peş, arka, izi, peşi sıra
Ablak
Yüzü geniş olan
Artçı
Arkadan, arkadan gelen
Abuk sabuk
Mantıksız, saçma, rast gele
Artık
Artan, geriye kalan, fazlası
Acar
Yeni, babacan
Arza, arıza
Bozulma, aksama, aksaklık
Acemi
Yeni başlayan, beceriksiz
Aaşam
Akşam
Acık
Az, biraz, çok az
Yemek, pişmiş yemek
Acıkmak
Yemek yeme ihtiyacı duymak
Aşmak
Bir engeli geçmek, gözden kaybolmak
Açılmak
Geçit vermek, dert söyleme,
Kıyıdan uzaklaşma, soyunma
Aşşa
Aşağı
Adaş
Aynı isimli olan
Aşarı
Aşağı
Aga
Babacan, mert, kalender
Aşırı
İleri, fazla
Ağa
Zengin kimse, eli açık kişi,
Aşermek
Hamilelikte canı meyve vs istemek
Ağabey
Büyük erkek kardeş
Aşırmak
Çalmak veya geçirmek
Ağarmak
Beyazlaşmak, aydınlık.
Aşina
Bilinen, bildik, tanıdık
Ağı
Zehir
Aşmak
Geçmek, kaybolmak
Ağıl
Hayvan damı, ahır
Aşrı
Uzak, görünmeyen yer, ileri
Ağız
Hayvanların ilk sütü
Atak
Cesur, girişken, atik
Ağdırmak
Bir yana ağır gelmek
Avlak
Av sahası, av yapılan yer
Ağmak
Sarkmak, eğilmek, meyil
Avrat
Hatun, karı, hanım, eş
Aha
İşte, orada, eyvah.
Avunma, avuntu
Olan ile yetinmek, kendini kandırmak, oyalanma
Ahlat
Yabani armut
Ayartmak
Kandırmak, aldatmak
Akbıcık
Tertemiz
Ayaz
Esintili soğuk rüzgar
Akcapakca
Tertemiz, kiri, lekesi olmayan
Ayak diremek:
İnat etmek, ısrar
Akça-ağca
Beyaz, ak
Ayak sürütmek
Oyalamak, atlatmak
Aklını çelmek
Aldatmak, kandırmak, önüne düşmek
Aydaş
Hastalıklı, cılız gelişmemiş çocuk
Aksamak
Topallama, düzen bozulması
Ayıklamak
Seçmek, ayırmak
Al
Kızıl, kırmızı
Ayıldı
Kendine geldi.
Alabada
Efelek, labada
Aykırı
Ters, zıt, aksine
Alaf
Sıcak, kepekten yapılmış hayvan yemi
Ayrı
Farklı, değişik,
Alan
Düzlük, meydan
Az
Kıt, çok nadir, eksik
Alay
Eğlenme, topluluk, birlik
Aza
Üye, eleman, organ
Alayı
Hepsi, tamamı.
Az daha
Neredeyse.
Algın almış
Hastalık kapmış
Azdan
 Az sonra
Alma
Elma
Azarlamak
Kızmak, çekişme, paylama
Alıcı kuş
Kuzgun kuşu
Azı
Büyük
Alınyazısı
Kader, yazı
Azı dişi
Büyük diş
An
Tarla ucu, sınırı
Azık
Yiyecek, kumanya
Ana
Anne
Azıtmak
Sırtarmak, şımarmak
Andavallı
Ahmak, çapaçul, düzensiz
 
 


 
B

 
Babal
Vebal, günah
Bilişmek
Tanışıp, görüşmek
Badılcan
Patlıcan, domates
Bilmuun
Bilmiyorum
Badıldamak
Anlaşılmaz şekilde konuşmak
Binit
Binilecek taşıt, hayvan
Baaçe, bahçe 
Sebze yetişen arazi, ev önü
Biriktirmek
Toplamak Bant- kaset, şerit,
Bağdaş kurma
Ayaklarını büküp oturma
Birazdan
Az sonra
Bağdaşmak
Uyuşmak
Birden
Aniden, ansızın
Bağır
Göğüs
Birdenbire
Çok aniden
Bahane, baane,
Uydurma sebep
Birebir
Uygun, iyi gelmek
balamıt
Balamut, palamut
Birez, biraz
Bazı, bir kısım, azı
Balat
Dursunbey
Bitkin
Yorgun, halsiz.
Bakanak
İki tırnak arası
Bitıkım
Küçücük lokma, bir lokmalık
Barba
Beraber, birlikte, yan yana
Bitmek
Tükenmek, sona ermek, yeşermek
Bardak
Toprak ibrik, su içme tası
Boğa
Büyük erkek inek
Bari
Keşke, hiç olmazsa, ‘gel bari’
Boğuntu
Sıkıntı, buhran, karabasan
Banmak
Batırmak, daldırmak, tatmak
Bolarmak
Çoğalmak, bollaşmak
Bastırlamak
Kilitlemek, sürgülemek
Bolartmak
Bollaştırmak, genişletmek
Bayağı
Biraz, oldukça, eh işte, çok
Boosak
Boğasak, ‘inek boosak’
Bayat
Tazeliğini yitirmiş, kart
Bori ge
Buraya gel
Bayındır
Gelişmiş, yapılaşmış, düzenli
Bostan
Kavun
Bayır
Yamaç, yaka, yokuş, yukarı
Boşalmak
İçindekini akıtmak
Bazar, Pazar
Toplu alışveriş yeri
Boşlamak
Bırakmak, vazgeçmek
Bazı
Bir kısmı, bir bölük, bir grup
Bozkır
Ağaçsız, susuz, otlu yer
Bel
Dik kürek, toprak işleme aracı
Böbürlenen
Kendini beğenmiş
Belek
Bebek sarma bezi
Böğenek, bönek
Sığırı ısıran sinek
Belemek
Bebekleri kundağa sarmak
Böğü, böğ
Zehirli bir örümcek
Belenarı
Şöyle böyle, idare eder
Böğür
Koltuk altı boşluğu
Bellemek
Toprağı kazmak
Böğüt- bük
Su dibindeki arazi, dönemeç
Bellik
İz, işaret
Bön bön bakma
Ahmakça, anlamsız bakma
B ene
Bana
Börtü böcek
Kurt, haşarat
Beneni
Bana ne
Bucak
Kenar, köşe, merkez köy
Beri
Bu yana, itibaren (dünden beri
Buba
Baba
Beriki
Bu tarafta olan
Budamak
Ağaç dalını kesmek
Bereli
Ezik
Budra
Pudra, güzellik tozu
Beriki
Bu taraftaki, öbürü değil
Buğu
Buhar
Bertmek
İncinmek, berelenmek
Bunca
Bu kadar, böyle
Besleme
Evlatlık
Burgaç
Girdap
Beygir
At
Burgu
Delik delme aleti
Beynamaz
Namazsız, pis, namaz kılmaz
Bulama
Yepinti, kımız, sulu karışım
Bez
Başörtüsü, eşarp
Bunak
Aklını kaybetmiş
Bezmek
Usanmak, yorulmak, bıkmak
Bunama
Aklını, hafızasını kaybetme
Bıçmak
Biçmek, doğramak, kesmek
Bunar
Pınar, çeşme
Bıldır
Geçen sene
Bundan kelli
Bundan sonra
Bılla
Abla
Burkulmak
Kıvrılmak, dönmek
Bıkma
Usanma, gına gelme, bezmek
Burmak
Bükmek, çevirmek
Bırakmak
Salmak, koyu vermek
Burmak
Hadım etmek, iğdiş etmek
Bicik, biricik
Bir tek,
Buymak
Üşümek, donmak
Bide
Ekmeğin bir çeşidi
Büber
Biber
Bide, birde
Ayrıca, ilaveten, ek olarak
Bük
köşe, dönemeç, viraj, çıkıntı
Bi elemet
Çok büyük, bayağı çok
Bükme
Çevirme, kıvırma, eğirmek
Bigırcık
Birazcık
Büngüldemek
Kaynamak, hareketli
Bir hoş
Acayip, farklı ve hoş
Bürgü
Perde kıvrımları, başörtüsü
Bile
Hatta, dahi, (öyle bile olsa)
Bürümek
Kaplamak, örtmek,
Bilemek,
Eğelemek, keskinleştirmek,
Büsküt
Bisküvi
Bili
Tavuk, tavuk yavrusu
Büyü
Sihir, muska
Bilik, Bilig
Erkeklik organı
Büzmek
Ağzını toplama, daraltma
Biliyleme
Bileylemek, eğelemek,
Büzülmek
Toplanmak, toparlak olmak
Bildik
Tanıdık, bilinen
Büzüşmek
Toplaşma, ezişerek küçülme
Bilinuz mu?
Biliyor musunuz?
 
 
 
 
 
 
 

C
 
Caka
Gösteriş, fiyaka
Cırcır
Fermuar, cırlak
Cambaz
Celep
Cırlak
Fermuar
Camız
Çıplak, Manda
Cırmalamak
Tırnakla çizmek, tırmalamak
Can
Ruh, nefes
Cırnak
Tırnak
Canavar
Kurt gibi korkunç hayvanlar
Cırtlak
Hoşa gitmeyen ses
Cara
Sigara
Cıs
Anadan doğma çıplak
Cavlak
Saçsız, kel
Cis
Yakıcı, değme, zararlı
Caymak
Vazgeçmek, sözden dönmek
Cıvıldatmak
Ötüşmek, ses çıkarmak
Cazgır
Arabozucu, dedi koducu
Cıvık
Akışkan, sulu, sıvı
Cem
Toplanma, bir araya gelme
Cıvıtma
Bir işi gevşetme, sulandırma
Cemat, cemaat
Toplum, topluluk
Cici, ciciş
Sevimli, güzel, temiz
Cami
Mescit, büyük mescit
Cih-cık
Yok, hayır, olmaz
Cereme
Bedel, ceza
Ciğara 
Sigara
Ceryan
Elektrik
Cila
Parlatmak için sürülen ilaç
Ceyran
Elektrik
Cilve
Naz, eda, şımarıklık
Cevahir
Cevher, değerli taş, değerli
cimbil cimbil
Küçük, hızlı hızlı, tatlı tatlı
Cıbıl
Çıplak, yoksul, parasız
Cim kadar
Çok küçük
Cıbır cıbır
Su ile oynayıp ıslanmak
Cingen
Israrcı, arsız, isteyici, kavgacı, romen
Cıbıldak
Çıplak
Civciv
Tavuk yavrusu
Cılız
Zayıf, gelişmemiş
Cozuttu
Dağıttı, yanlış yaptı, sapıttı
Cılk
Bozuk
Cula
Siyah karga
Cıncık
Cam bilye, cam eşya
Cuvara
Sigara,
Cıngar, çıngar
Kavga, gürültü
Cücük
Soğanın ortası
Cıngıl
Salkım, üzüm salkımı
Cürü
Cıvık, sulu
 
 
 
 
 


 
Ç
 
Çabcık, çabıcık
Çabuk, hızlı
Çığrışmak
Bağrışmak, ağlamak, feryat
Çabuk
Hemen, tez, acele
Çıkı
Bohça, kese
Çabut, çaput
Bez
Çıkılamak
Çıkıya koyup sarmak
Çarçur etmek
İsraf, gereksiz yere harcamak
Çıkıntı
Artan, fazlalık, dışarı kaymış
Çalgavuş
Olgun hareket etmeyen
Çıkışmak
Kızmak, çekişmek, bağırmak
Çalgı
Müzik aleti
Çıkışmadı
Yetmedi, az geldi, eksik
Çalgıcı
Çalgı çalan müzisyen
Çıkrık
İp eğirme aleti
Çalma
Sürme, bulaştırma, hırsızlık
Çınlama k
Ses çıkarmak, ötmek
Çalma
Müzik aleti kullanma
Çıngırak
küçük zil, çan
Çalkalamak
Sallayıp karıştırmak, çırpmak
Çıngı
Kıvılcım, köz parçacıkları
Çakı
Açılır kapanır bıçak
Çırakman
Sapan, kuş lastiği
Çakır
 Mavi (açık mavi tonunda)
Çırpı
Küçük ağaç dalları
Çan
Sürüden bir kaçına takılan zil
Çırpıştırmak
Hafifçe vurmak, geçiştirmek
Çandır
Melez, karışık, kırma
Çıtak
Gözü kara, atılgan, kavgacı
Çapak
Göz pisliği, göz rahatsızlığı
Çıtlak
Geçmeli düğme
Çapıt
Çaput, paçavra, bez parçası
Çıtlatmak
Gizlice söylemek
Çarkıt
Çabuk bozulan uydurma alet
Çıvgar
Arabaya iki çift at koşmak
Çare
Derman, çözüm, em
Cıvıtmak
İşi gevşetmek, özensizleşme
Çat
İki şeyin birleştiği yer
Çıvmak
Yabana gitmek, sıçramak
Çatmak
Sataşmak, bulaşmak,
Çiğ
Pişmemiş, sis yağmuru
Çatmak
Silah çatmak, çatı yapmak
Çiğin
Omuz
Çay 1
Derenin büyüğü akarsu
Çiğneme
Gevme, ezme, üstüne basmak
Çay 2
Keyifle içilen bir içecek
Çilemek
Yağmurun hafif yağması
Çaylak
İşinin acemisi, yenisi
Çilenti
Hafif ve az yağan yağmur
Çerçi
Seyyar satıcı
Cilte, şilte
Minder, yumuşak oturmalık
Çelek, çilek
Sapları sürüngen çiçekleri beyaz kırmızı yenen meyve
Çimdiklemek
İki parmakla birinin derisini sıkmak
Çelen
Damın kenarı, saçak
Çimdirmek
Yıkamak
Çelermek
Koyunun mundar ölmesi
Çimmek
Yunmak, yıkanmak
Çelimsiz
Zayıf, güçsüz, gelişmemiş
Çitle
Yumuşak oturak, yer minderi
Çelme
Ayağına ayak takma
Çit
Örülmüş avlu, öküz arabası kanadı
Çelme takmak
Engellemek, tökezletmek
Çoban
Koyun güden kişi
Çeltik
Tarlada ekili pirinç
Çoban salık
Çobanın kaldığı kulübe
Çekcez
Çekeceğiz, taşıyacağız
Çomak
Değnek, sopa
Çekemezlik
Kıskançlık, hasetlik
Çorak
Beyazlı, tuzlu ve borlu toprak
Çekgit
Uzaklaş, bırak git
Çöğdürmek
Küçük çişini yapmak, işemek
Çekişmek
Ağız kavgası, kem söyleşme
Çöğmek
Alçalmak, aşağı eğilmek
Çember
Daire, başörtüsü
Çökmek
Çukurlaşma, oturmak, çömelmek, yıkılmak
Çemkirmek
Öfkeli kızgın konuşmak
Çöl
Susuz kumluk arazi, sahra
Çene
Ağzın altı, konuşma
Çömelmek
Diz kırıp oturmak, çönmek
Çenebaz
Çok konuşkan
Çömmek
Çömelmek, çönmek
Çentik
Kazıntı, oyuntu, boşluk
Çönmek
Diz kırıp oturmak, çömelmek
Çepiş
Bir yaşındaki dişi keçi
Çözmek
Düğümü açmak, bir olayı aydınlatmak, problemi çözme
Çetlemik
Bir dağ meyvesi
Çul
Dokuma bez, bez
Çetlemik gözlü
Mavi, yeşil gözlü
Çullanmak
Başına üşüşmek
Çetrefilli
Karışık, zor
Çuval
Büyük torba, buğday ve yem vs taşıma kabı
Çevre
Nakışlı, işlemeli mendil
Çuvaldız
Büyük boy dikiş iğnesi
Çığırmak
Çağırmak, haber vermek, seslenmek, bağırmak,
 
 
 
 
D
 
Dabış
Salak, dikkatsiz yürüyen
Dimen
Değirmen, tahıl öğüten araç
Dada
Yeni doğmuş bebek
Dinç
Canlı, güçlü, sağlam
Dadanmak
Sık uğramak, üşüşmek
Dindi
Yoruldu, durdu, kesildi, bitti
Dağınık
Yayılmış, bir arada olmayan
Dinelmek
Ayakta durmak
Dakanak
İlişki, bağlantı, parasal borç
Dingildemek:
Sallanmak, oynamak
Dal
Ağaç kolu, arka, sırt, sinir
Dingin
Yorgun, yorulmuş
Dalurin mi?
Dalayım mı? Döveyim mi?
Dip
Taban, alt kısım, hemen yanı
Dalamak
Köpek ısırması
Diren, dirgen
Hasat işinde kullanılan sapı uzun çatallı alet
Dalaşmak
Kavga etmek, didişmek
Direnmek
Karşı koymak
Dalmak
İçine gömülmek, suya düşme
Diretmek
Çabalamak, mücadele etmek
Daldırmak
İçine sokmak
Diri
Canlı, hareketli
Dalına basmak
Kızdırmak, sinirlendirmek
Dirilmek
Canlanmak
Dalavere
Düzen, oyun, hile, aldatma
Dirliksiz
Geçimsiz, huysuz
Dalavereci
Düzenbaz, sahtekâr, hilekâr
Diş bilemek
Kızmak, kötülük beslemek
Dam
Hayvan yeri, evin alt odaları
Dişemek
Dişlerin çıkmaya başlaması
Dam
Hapishane
Dişirici
Dilenci, devşirici
Dam başı
Ev üstü, çatı, karşı cinsten eş
Dişirmek
Dilencilik, isteyen olmak
Damızlık
Üretmek için inek ve koyun
Ditmek
Deşmek, ayırmak, ufalamak
Dangalak
Akılsız, düşüncesiz konuşan
Divit
Büyük bıçak,
Dar
Geniş olmayan
Diye
Dolayı, onun için
Darcık
Dağarcık, deri ekmek torbası
Diyo, deyi
Diyor, söylüyor
Darı
Mısır
Diyüü
Anlat, söyle
Darılmak
Küsmek, ilişki kesmek
Dobalan
Patatese gibi mantar, keme
Darmadağınık
Her yere saçılıp, dağıtılmış
Doğmak
Dünyaya gelmek
Davar
Keçi ve koyun sürüsü
Doğramak
Kesmek, parçalamak
Davar gütmek
Merada keçi koyun otlatmak
Doğurmak
Bebek dünyaya getirmek
Davranın
Hazırlanın, kalkın, kıpırdayın
Dokunaklı
Üzücü, etkileyici
Davranmak
Hızlı harekete geçmek
Dokunmak
Üzmek, değmek, zarar verme
Dazlak
Kel, saçı olmayan kimse
Dolak
Kuşak, bele sarılan bez
Dazkır
Ağaçsız, otsuz, susuz ova
Dolama
Dolak, kuşak, parmak yarası
Dayak
Sopa, dövmek, ağaç destek
Dolamak
Sarmak
Dayak
Destek, yıkılacak şeye destek
Dolambaç
Dolaşık, karışık, çetrefilli
De
Söyle, konuş
Dolambaçlı
Dolaylı, dolaşıklı, karışık
Debelenmek
Kıvranmak, hareket etmek
Dolaşma
Gezmek, birbirine karışmak
Dehlemek
Sürmek, kovmak, götürmek
Dolaz
Lor suyu kaynatılarak elde edilen çökelek
Değil
O olmayan, farklı
Dombi
Manda
Değin
Kadar, çoğul değmek emri
Domuşmak
Büzülüp oturmak
Dek
Varıncaya kadar
Don
Pijama, belden aşağı alt giysi
Deklemek
Denklemek, eşitlemek, nişan almak, hizaya getirmek
Donamak
Bezemek, süslemek
Dellenmek
Delirmek, aklını yitirmek
Donanmak
Süslenmek, hazırlanmak
Demirli
20kglık teneke miktarı tahıl
Döl
Yavrulamayı sağlayan tohum
Demin
Az önce, biraz önce
Döl almak
Hayvanları yavrulatmak
Demek
Söylemek, ifade etmek
Dölek
Düz, uygun, doğru, yer
Demek ki
Hakikatte, gerçekte, aslında
Dölem döşşek
Yerde serilmiş olarak
Dene
Yapmaya çalış, tahıl tanesi
Dölüm
Dönüm, bin metre kare arazi
Denilen
Söylenen söz
Dönek
Sözünden dönen, tutmayan
Denk
Uygun, eşit, karşılaşmak
Dönemeç
Viraj, kıvrım, dönme yeri
Denk
Hayvan yüklerinin her biri
Dönüm
Yaklaşık bin metre kare arazi
Denk geldi
Uygun düştü, rast geldi
Dörmek
Aşırı hareket etmek
Denkleştirmek
Tamamlamak, ayarlamak
Döş
Bağır, göğüs, sine
Densiz
Terbiyesiz, arsız
Döşek
Minder, alt yatağı
Depmek
Tepişmek, tekmelemek
Dövmek
Dayak atmak, vurmak
Depreşmek
Ortaya çıkmak
Dövünmek
Üzülüp yakınmak, pişmanlık
Dere
Küçük suyolu, çayın küçüğü
Dubara
Zarda iki iki gelmesi, iki iki
Dereye varmak
Çamaşır yıkamak
Dubaracı
Hileci
Derlemek
Toplamak, bir araya getirmek
Dulda
Gölge, siper, rüzgârsız yer
Dermek
Toplamak, bir araya getirme
Duragör
Bekle, bekle de gör, dur hele
Devşirmek
Toplamak,
Duraksız
Dur bilmeyen, sabırsız
Dımdızlak
Hiçbir şeysiz, kaybetmiş
Dur hele
Duragör, bekle
Dıkamak
Örtmek, kapamak
Durgun
Akışkan değil, hareketsiz
Dıkız
Kuru, sert, imikten zor geçen
Duru
Temiz, berrak, arınmış
Dıkım
Lokma, bir parça yiyecek
Düden
Dere ve göl sularının yeraltına aktığı kovuk, delik
Dıkmak
Katmak, koymak, sokmak
Düğ
Elektrik fişi
Dıydıy
Sivrisinek
Düğümlemek
Bağlamak, düğüm atmak
Di
Söyle
Düğürcük
İnce taneli köftelik bulgur
Dibek
Havan, oyulmuş taş ve ağaç
Dümbük
Pezevenk, ahlaksız
Dibil dibil
Çocukça adımlarla
Dün
Önceki gün
Dibinde
Altında, yakınında, kıyısında
Dünemek
Tünemek, uyumak
Didişmek
İnatlaşmak, tartışmak
Dünden beri
Dünden itibaren
Diğer
Öbürü, öteki
Dürü
Dünür evine giden hediye
Dikbaşl
Aksi, söz dinlemeyen
Dürmek
Sarmak, kapamak, toplamak
Dikcez
Dikeceğiz, doğrultacağız
Dürtmek
İtmek, bir şeyle dokunmak
Dikilmek
Doğrulmak, ayakta durmak
Dürzü
Yanlış yapan, belalı, ahlaksız
Diklenme
Dik kafalılık, karşı çıkma
Düş
Rüya, hayal kurma,
Dikleşmek
Karşı çıkmak, diklenmek
Düşmek
İsteksiz yere inmek,
Dikme
Fidan, budaksız ağaç
Düşe yazdım
Az kalsın düşecektim
Dikmek
Doğrultmak, dikiş yapmak
Düvek
Toprak damları sertleştiren silindir taş
Dil
Konuşma aracı, lisan
Düven
Sap ezme aracı, harman aleti
Dilemek
İstemek, dua etmek,
Düz
Doğru, dik, sade, süssüz
Dilim
Parça, bölüm, pay
Düzmek
Ağaç parçasını yontmak
Dilmek
Parçalamak, dilimlemek
 
 
 
 
E
 
Ebe
Nine, anneanne, babaanne
En ki
O (cansız)
Eber
Getir,
Engin
Alçak, yüksek olmayan, kısa
Efene
Piknik, güzel yemek yeme
Enlemek
Davara işaret koymak
Eh
Olabilir, kabul
Entari
Fistan, kadın elbisesi
Eh işte
Şöyle böyle, idare eder
Epey-epeyi
Çok, oldukça, hayli, uzun süre
Eğe, eye, iye
Ağaç yün eğirme aleti
Epeydir
Çoktan, uzun süreden beri
Eğirmek
Yünden kirmanla ip yapmak
Epeyi
Çok, bayağı çok
Eğip bükmek
Kıvırmak
Er
Asker, Erken
Eğlenmek
Eğlenceye almak, alay etmek
Ergen
Yeni yetme genç
Eğlemek
Oyalamak, bekletmek
Ergin
Olmuş, yetişmiş
Eğlenmek
Dalga geçmek, zevklenmek
Erinen
Üşenen, üşeniyor olan
Eğleşmek
Uğraşmak, vakit geçirmek
Eringeç
Üşengeç, tembel
Eğrek, iirek
Koyunlar için gölgelik
Erinmek
Tembellik
Eğri
Düz olmayan, yanlış
Erkete
Dikiz, gözetleme işi
El
Yabancı, il, el
Er kalkmak
Erkence, şafakla birlikte
Elci
Ele bakan, elden yiyen
Ermek
Erişmek, ergin, ulaşmak, varmak, olmak, yetişmek
Elemet
Büyük, kocaman
Ermicek
Ermeyecek,
Elleşme
Değme, dokunma, uzak dur, bırak, uğraşma
Ernik, ernicik
Sıvı, baya bir sıvı
El et
El işareti yap
Ersiz
Kocasız
Elet gel
Götür gel, ilet, ulaştır gel
Esas, essah
Gerçek, doğru
Eletmek
Haber vermek, çağırmak
Esik
Eksik, çukur, boşluk
Ellinin körü
Öyle olur mu?, pes doğrusu
Eşik
Elma kekeci, kapı girişi
Elti
Kocanın kardeşinin hanımı
Eşmek
Kazmak, deşmek
Elverişli
Uygun
Etmek
Yapmak, eylemek, kılmak
Emi
Tamam mı? (uyarı, tembih)
Etraf
Çevre
Emişdirmek
Emme işini yaptırmak
Evelemek
Kararsız konuşmak
Emişmek
Ananın yavruyu emdirmesi
Evermek
Çocuğu evlendirmek
Emme 1
Ama, lakin, amma
Evlencez
Evleneceğiz
Emme 2
Süt ve su gibi şeyi içe çekme
Eyer
Ata binmeye yarayan semer
Emmi
Amca
Eylenmek
Oyalanmak, alay etmek
Emne
Emine (kadın ismi)
Eylemek
Yapmak, etmek
Emsiz
Beceriksiz
Eyleşmek
Yerleşmek, oturmak, vakit geçirmek
En
Rumuz, simge, işaret, bellik, alamet, damga
Eza
Eziyet, sıkıntı, cefa
Encek
Kedi köpek yavrusu
Ezi
Köşe
Ender
Nadir, seyrek, az bulunan
Eziklik
Ezik ve borçlu olma durumu
Enik
Köpek yavrusu
Eziyet
Aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü
En geç
En çok
Ezmek
Sıkıştırmak, üstünden geçmek
 
 
 
 
 
 
F
 
Fadime
Fatma
Fırtmak
Yerinden çıkmak, fırtık
Far
Araba lambası
Fıyk, fıyık
Islık, ıslık sesi, sıtlık
Faraş
Toz küreği
Fışkırtmak
Su sıçratmak, püskürtmek, attırmak
Fare
Sıçan
Fileke
İnce düz, karo gibi yassı taş
Farıtmak
Bıktırıp, kaçırmak
Fillemek
Kilitlemek, bastırlamak
Farız, farz
Allahın kesin emri, şart
Filik
Tiftik keçisi tüyü, angora
Fellik fellik
Köşe bucak
Fingirdemek
Oynaşmak
Fıcıtmak
Fırlatmak, atmak
Fistan
Basma elbise
Fırdolayı
Etrafı, çevresi
Fit, fit olma
Ödeşme, ödeşmek
Fırıldak
Topaç, dönen şey, rüzgar gülü
Fiyakalı
Cakalı, gösterişli
Fırıldak
Oyun, hile, düzen
Fos
İçi boş
Fır olma
Uzaklaşma, kaybolma
 
 
 
 
G
 
Gaari
 Artık
Gocunmak
Alınmak
Gabarmak
diklenmek, dayılanmak
Godaş, kodaş
Kendini beğenmiş, kibirli
Gabıl, gabül
Kabul, uygundur
Golan
Eşek semerinin kuşağı
Gaç
Kaç, çabuk git
Goruk
Olgunlaşmamış, ham (üzüm)
Gaç gaç
Beğeneme ve şama ifadesi
Govşak
Umut etmek, hazır durmak
Gaga
Kuş çenesi, kuş ağzı
Goymak
Koymak, bırakmak, tıkmak
Galan
Artık, bundan sonra
Goyna
Koyunlar, koyun sürüsü
Gam
Kasavet, üzüntü
Goyu
Koyu, az sulu, siyaha benzer
Gama
Ucu sivri bıçak, delici alet
Goyun
Koyun, sine, göğüs
Gamalı
Sivri keskin bıçağı olan
Göbek
Şişman karın, kuşak, nesil
Gamber
Düğünde çalgı çalan kimse
Göcen
Tavşan yavrusu
Gambır
Kambur, beli eğik
Göçük
Toprağı kaymış yer, yıkılmış
Gara badılcan
Patlıcan
Göçkün
Yıkık, hasta, halsiz, geçkin
Gara zorla
Zoraki, bin bir güçlükle
Göde
Şişman, göbekli
Garıp
Sakin, uysal
Gödek
Saçta pişmiş yufka hamuru
Gari
Artık, bundan sonra
Göğermek
Güvermek, yeşermek
Gaaşı
Karşı
Gök
Açık mavi, gökyüzü, sema
Gaaşımda
Karşımda
Göl
Büyük toprak havuz
Gavlak
Soyulan deri, ‘yılan kavlağı’
Gölet
Barajın küçüğü, büyük göl
Gavur
İnançsız, acımasız kimse
Gömemek
Görmemek, fark etmemek
Gavurga
Kavrulmuş buğday, darı vs.
Gömü
Gömülü eski para ve eşyalar
Gayırma
Endişe etme, merak etme
Gömük
Batak, çamurlu yer
Gayıt
İş,
Gön
Deri
Gayma
Para, lira yerine kullanılır
Göönek
Gömlek, iç çamaşırı, atlet
Gayve
Kahve, kahvehane
Gönen
Tav, kıvamına gelmek
Gayıt
İş, yapılacak şeyler
Gönenmek
Zenginleşmek
Gazel
Dökülen ağaç yaprakları
Gönül
İç, yürek, kalp işleri
Gazüret
Asık suratlı, yakışıklı değil
Gönlüm yok
Razı değilim, istemiyorum
Gebermek
Ölmek
Görcez
Göreceğiz
Geç
Yetişememek, ilerle
Görenek
Görgü, kültür
Geçek
Geçit, yol, yaka
Göri
Görüyor
Gedik
Dağ geçidi, boşluk, eksik
Görümce
Kocanın kız kardeşi
Geğirme
Mideden gelen ses
Götürü
Toptan, tümü birden, tahmini
Gee
Gel
Göynek
Kadın bütün alt giysisi
Ge bari
İstemeyerek gel ifadesi
Göynük
Çürümüş, eskimek üzere
Geçti
Öldü, gitti, artık zamanı değil
Göz
Görme organları, nazar
Gelcen, gelcem
Geleceğim
Göz feri
Görme gücü, görme ışığı
Gelep
Bir tutam ip
Göz kırpma
Göz açıp kapama
Gelise
Gelir ise
Göz seyirmesi
Tik, göz atışı
Gelipbatır
İşte geliyor, gelmek üzere
Göz kamaşma
Işığa bakamama, şaşırmak
Geluun
Geliyorum
Gözer
Kalbır, kalbur, büyük elek
Gelüla
Geliyorlar
Gözü pek
Korkusuz, yürekli
Geluz
Geliyoruz
Gubak
Büyük pelit, palamut meyvesi
Gene, gine
Yine, yeniden
Gubat
Kaba, patavatsız
Gerelemek
Geçici olarak avlu kapamak
Guguk kuşu
Baykuş
Geven
Kuru ve ince çalı çırpı
Gul
Kul, Rabbe ibadet eden kişi
Gevmek
Çiğnemek, ezmek, dişlemek
Gurba
Kurbağa
Gevrek
Kuru, çabuk kırılan, çıtır çıtır
Gurbet
Yabancı yer, yadel
Geymek, giimek
Örtünmek, bedene geçirmek
Gurka yatmak
Yumurta üzerine yatma
Gıı
Kız
Guz
Güneş görmeyen gölge yer
Gıcık 1
Geri tekme atma, tepme
Gücenmek
Darılmak, incinmek, küsmek
Gıcık 2
Sevilmeyen kişi ve hareket
Gücül
Daha yeni zorla, güçlükle
Gıcık tutması
Boğazda tıkanma olması
Gücük 1
Kuyruğu kısa olan
Gıdı gıdı
Gıdıklama yapma ifadesi
Gücük 2
Yöresel kısa kadın giysisi
Gıdık
Çene altı,
Gübre
Verimi artıran madde, kemre
Gıdıklama
Güldürmek için dürtmek
Güç
Zor, kolay olmayan
Gıcır
Yeni, parlak, tertemiz
Güdük
Kısa, eksik kalan
Gıdım gıdım
Azar azar
Güdüm,
Hayvan otlatma işi, gütme
Gıldır gıldır
Sürünerek
Gül
Hz peygamberi simge çiçek
Gınnep
İp, sicim, mumlanmış ip
Güleç
Güler yüzlü
Gıpran
Kıpraş, toparlan, toplan
Gün aşırı
Birer gün aralıkla
Gır
Çakır çorak, bitkisiz toprak
Gün aşarken
Güneş batarken
Gırep
İpekli kumaş
Güne bakan
Ayçiçeği,
Gıvıl gıvıl
Çok sayıda
Gün ortası
Öğle vakti
Gıyı
Kenar
Günün göster
Cezalandır, pişman et
Gızan
Çocuk
Günü
Tam zamanı, tam vakti
Gice, gece
Günün karanlık geçen kısmı
Gübre
Büyük toprak su küpü
Gicimek
Kaşıntı, gidişmek
Güp
Küp, gömü kapı, geniş toprak su veya pekmez kapı
Giicek
Giyecek
Gürbüz
Gelişmiş, iri, dinç
Gidişmek
Kaşıntı, gicimek, kaşınmak
Gürlemek
Yüksek sesle konuşmak
Gine
Yine, tekrar, yeniden
Gütcek
Güdecek, otlatacak
Girgeç
Girişken, sosyal, atak
Güve
Dokuma yiyen küçük böcek
Gir
Bir yere dâhil ol, içeri gel
Güveri
Yazlık ekilenler
Girme
İçeri gelme işi, aksi yön emir
Güz
Sonbahar
Gitcez
Gideceğiz
Güzlemek
Güzü yaşamak, konaklamak
Giymek
Elbiseyi bedene geçirmek
Güzlük
Sonbaharda yerleşilen yer
Gocuk
Mont, dış ceket
 
 
 
 
H
 
Habire
Durmadan, devamlı, sürekli
Hem
Aynı zamanda, yanı sıra
Hacı
Hacca gidip gelmiş olan
Hem de
Hatta, dahası, birde, üstelik
Haç
Haç işareti, ısevi sembolü
Henteri
Gömlek
Had
Sınır, ulaşılacak son nokta
Hepsi-hepiciği
Tamamı, bütünü, tümü
Hadi
Haydi, seni bekliyorum
Hergele
Terbiyesiz, görgüsüz
Hadi ordan
Olmaz, çekil git
Herif
Koca, eş
Hafli olmak
Dikkatli ve temkinli olmak
Heves
Özenti, arzu, istek
Hafsiz
Korkusuz, tedbirsizlik
Hey
Çağırma sözü, buraya bak
Hagget
Hakikat mi? Hakikat, gerçek
Heybe
eşya konulan iki gözlü torba
Hah
İşte öyle anlamında söz
Hıı
He, tasdik ve kabul sözü
Hal
Vaziyet, durum,
Hınzır
Hilebaz, domuz
Hal
Toptan sebze satış pazarı
Hırlama
Köpeğin çıkardığı ses
Halaç-hallaç
Yaylı yün kabartma aleti
Hırıltı
Burundan sesli soluma
Halk
Toplum, insanlar
Hırpalamak
Yormak, eziyet etmek
Halka
Daire, yuvarlak tel
Hısım
Akraba, yakın
Hallice
Durumu daha iyi
Hışdımma
 Sessiz ol, sessizce bekle
Hak 1
Yaratanın bir ismi
Hışım
Kızgınlık
Hak 2
Alınması gereken pay, doğru
Hinci
Şimdi, şu anda
Ham
Ergin değil, olgunlaşmamış
Hinciye gadar
Bugüne kadar, şimdiye kadar
Hamak
Olgunlaşmamış meyve
Hu
Bu veya şu işaret sıfatı
Hamlaşmak
Çalışmayıp dayanıksızlaşma
Huu
Seslenme sözü
Hangar
Büyük ambar, büyük depo
Huna
Buna, şuna
Hanay, haniy
Bütün odaların açıldığı salon
Hunda
Bunda, şunda
Hangi
Hangisi?
Hu neci
Hu ne, hu da nesi
Hani
Nerede
Hunu
Bunu, şunu
Hangisi
Bunlardan biri mi, hangi şey
Hurcak
Vuracak, çarpacak, öldürecek
Hantal
Ağır, kocaman ve kullanışsız
Hurda
Eski araba parçası
Hap
İlaç kapsülü, yutulacak ilaç
Huri
Buraya, cennet kızı
Hapı yutmak
Kötü durumda olmak, işlerin bozulması
Hurma
Arabistan’da yetişen meyve
Harami
Hırsız, haydut, talancı
Hurmak
Vurmak, darp etmek, dövmek
Haranı
Büyük tencere, küçük kazan
Hurun
Fırın, ekmek pişirme binası
Harar
Büyük çuval
Huylanmak
Şüphe, tereddüt etmek
Harcın değil
Gücün yetmez
Huysuz
Geçimsiz, şımarık
Harç 1
Ödenecek paylar
Hodul
Kendini beğenmiş
Harç 2
Kum çimento karışımı çamur
Homurdanmak
Anlaşılmaz sesle söylenmek
Harıltı-hırıltı
Rahatsız edici ses
Hora geçmek
Kıymeti bilinmek, iyi gelmek
Haşara, haşarı
Yaramaz, haşere, zararlı
Horanda
Aile fertleri, yakınlar
Haşırtı, hışırtı
Rahatsız edici ses, gürültü
Hordan
Oradan, ileriden
Hatça
Hatice
Hor görmek
Aşağılamak, basit görmek
Hatıl
Temele atılan taşlı harç
Hoş
Güzel, sevimli
Havla
Helva
Hoşnut
Memnun kalmak
Havut
Deve semeri
Hoşt
Köpeği azarlama sözcüğü
Haylaz
Yaramaz, afacan
Hoyrat
Kaba ve düşüncesiz davranış
Hayli
Çok, oldukça
Hödük
Salak
Hayıflanma
Üzülme, yerinme, söylenme
Höpürdetmek
Bir şeyi sesli şekilde içmek
Hayta
Söz dinlemeyen, yaramaz
Hörgüç
Deve sırtındaki yağ çıkıntısı
Hayy
Rabbimizin isimlerinden
Höyle
Böyle, bu şekilde, bunun gibi
Hee
‘Evet öyle’ anlamında
Höykürmek
Yükses sesle söylenmek
Hele
Sözü kuvvetlendirici sözcük
 
 
Hele bigel
İstersen gelmeyi bir dene
 
 

I
 
Ih
Deveyi çökertme komutu
Islaklık
Yaşlık, sulanmış
Ihı
Aha, işte burada
Ismarış
Ismarlamak, sipariş etme
Ilgım ılgım
Yavaş yavaş
Ismarlamak
Sipariş etme, satın alınmasını isteme, getirilmesini isteme
Ilgıt ılgıt
Hafifçe tatlı esen rüzgâr
Iskalamak
İsabetsizlik, vuramamak
Ingascık
Mahsustan, şakadan
Issız
İnsansız, sessiz, sakin, tenha
Iprık
Metal su kabı, küçük güğüm
Ipıssız
Çok sessiz, çok tenha, sessiz
Ira
Uzaklaş, kaybol
Istar
Bez, kilim, halı tezgâhı
Irak
Uzak, uzakta, ülke adı
Işık
Şavk, lambanın yaydığı şey
Irakçın
Şapka altına giyilen, kenarı oyalı takke
Işımak
Aydınlanmak, ışık yaymak
Iramazan
Ramazan, ramazan ayı
Işıl ışıl
Renkli yanmak, hoş görüntü
Iscak
Sıcak
Işıldamak
Parlamak, çok temiz olmak
Irgalamaz
İlgilendirmez
Ivır zıvır
Lüzumsuz şeyler, ayrıntı
 
 
 
İ
 
İbik
Horoz yelesi, uç kısım
İncik
Ayak bileği, baldır, bacak eti
İbrik
Küçük metal su kabı, ıprık
İncir
Yemiş, tatlı bir güz meyvesi
İicik çocuk
Hepsi, küçükten büyüğe hepsi
İngi
Diş ve damaktaki ağrı
İçi kıyılmak
Acıkmak, midesi ağrımak
İniş
Yokuşun tersi, bayır aşağı
İçine sinmek
Benimsemek, beğenmek
İnme inmek
Boğaz şişmesi, boğaz felci
İçi sızlamak
Acımak, üzülmek
İnne
İğne, dikiş iğnesi
İçlenme
Duygulanma, ağlamaklı olma
İp, iplik
Dokuma ve dikiş için hazırlanmış ince lifler
İçlik
Gömlek, mintan, iç çamaşırı
İrecep
Recep
 
 
İrelmek
Büyümek, irileşmek
İğdiş
Eneme, hadım
İrek
Küçükbaş hayvan gölgeliği
İğreti
Özensiz, geçici
İremzi
Remzi
İhi
Gülme sesi
İri
Kocaman, büyük
İiylen
Oyalan, yavaş davran, eğlen
İrken
Erken
İkircikli
İnce fikirli, evhamlı, kararsız
İrkilmek
Kendine gelmek, birikmek
İkna
Fikrini değiştirme
İrkmek
Biriktirmek, tasarruf
İl
El, başkası, iğneyle tuttur
İsilik
Ter etkili oluşan cilt hastalığı
İlen
Lehen, leğen
İssi
Sıcak
İlenç
Beddua, ah, ah almak
İspirte
Kiprit
İlenme
Beddua etme
İsteyici
Dilenci, dişirici
İletmek
Götürmek, söylemek
İş
Amel, fiil, eylem
İlgeç
Tutturma, bağlama, ilmek
İşi rast gitmek
Şanslılık, beklediği gibi olmak
İlikle
Önünü düğmele, kapat
İşlik 1
İçe giyilen elbise, çamaşır
İlimon
Limon
İşlik 2
Demirci atölyesi
İlinti
İlgi, bağ
İşkillenmek
Şüphelenmek, şüphe etmek
İlişmek
Sürtünmek, sürünmek
İştah
Yemek yeme arzusu
İliştirmek
Eklemek, sonradan takmak
İşten kaytarma
İşe gitmeme, iyi çalışmama
İlle
Muhakkak, mutlaka
İt
Köpek, çok kötü insan
İmik
Boğaz, gırtlak, yemek borusu
İt
İtme emri, itekle
İlmek
İğneyle tutturmak, bağlamak
İteklemek
İtmek, kaktırmak
İmrenmek
Özenmek, gıpta etmek
İyi bari
Ne yapalım, madem, öyleyse
İn
Mağara, insan, hayvan yuvası
İyice
Fena değil, biraz daha iyi
 
 
 
 
 
 
K
 
Kabala
Toptan, götürü
Kırıntı 2
Dikenli dağ üzümü, böğürtlen
Kabarmak 1
Yükselmek, şişmek
Kırıtmak
Salınarak yürüme, cilve, naz
Kabarmak 2
Şişmek, yükselmek
Kırklık
Keçi ve koyun kırkma aleti
Kaba yel
Lodos rüzgârı
Kırma 1
Melez, ezilmiş tahıl
Kaç
Ne kadar, sayısı ne
Kırma
Kırma işi, katlama, bükme
Kanırılmak
Devrilmeye zorlanmak
Kırkmak
Kesmek, kısaltmak
Kalan
Artık, bundan sonra
Kırpık
Uçları kesik
Kalgımak
Zıplamak
Kırpıntı
Küçük parçacıklar
Kaltak
Kötü kadın
Kırpmak
Makasla kesmek, kırpıntı
Kak
Meyve kurusu
Kısık
Dağ geçidi, boğaz, az açık
Kaka
Pis, çocuk dilinde dışkı
Kısılmış
Azaltılmış, büzülmüş
Kaklık
Kuşların su içtiği taş çukuru
Kıskanç
Çok kıskanan kişi
Kakmak
Sokmak, itelemek, takmak
Kıskanma
Esirgemek, çok görmek, kaptırmaktan korkmak
Kaktırma
İtelemek, ittirmek
Kısır 1
Döl vermeyen, verimsiz
Kâkül
Saç perçemi, zülüf, alın saçı
Kısır 2
Bulgurdan etsiz çiğ köfte
Kambır, kambur
Beli eğik, sırtta çıkıntı
Kısmak
Azaltmak, gözü az yummak
Kamga
Ağaç parçacığı
Kışlak
Göçebelerin hayvanlarıyla kış geçirdiği yer
Kancık
Dişi, kalleş olan kimse
Kışkışlamak
Kovalamak, uzaklaştırmak
Kana kana
Doya doya su içmek
Kıt
Az, yetersiz, noksan
Kandırmak
Yalan söyleyip inandırmak
Kıtlık
Yokluk, muhtaçlık durumu
Kandırıkçı
Aldatıcı, hileci, dalavereci
Kıvam
Hazırlık derecesi, uygunluk
Kanırmak
Zorlamak
Kıymık
Çok küçük ağaç parçası
Kanırtmak
Yerinden oynatmaya zorlama
Kıytırık
İşe yaramaz, uydurma
Kapı
Giriş, giriş çıkış için yapılan
Kızgın 1
Kızmış, çok ısınmış, öfkeli
Kapii
Kapıyor, topluyor, önce alıyor
Kızgın 2
Eş arayan, boğasak
Karakış
Zemheri (Aralık-Ocak ayları)
Kızık
Kızgın, sinirli
Kargı
Uzun sopa, sırık, çubuk
Kil
Yumuşak ve yağlı toprak
Kar
Kışın yağan beyaz yağış
Kim
Hangi kişi
Kâr
Gelir, elde edilen kazanç
Kimi
Bazı kişiler, bazıları, bazısı
Karaltı
Karanlıkta seçilemeyen şey
Kimlik
Kişiyi tanıtan belge, hüviyet
Kara çalmak
İftira etmek
Kiriş
Bağırsaktan yapılan yay ipi
Karalamak
Kötülemek, iftira etmek
Kirman
Ağaç yün eğirme aleti, eğe
Karamık
Yaprağı ekşi bir çalı bitkisi
Kirmen
Kirman, eğe, yün eğirme aleti
Kargın
Akmayan su, birikinti
Kobay
Tazı, av köpeği cinsi, denek
Karı
Eş, zevce, hanım, kadın
Koca
Erkek eş, yaşlı, büyük, iri, bey
Karık
Sebze dikme sıraları
Kocalık
Kadına eşlik etme, adamlık
Karın
Eşin, zevcen, hayat arkadaşın
Koca karı
Yaşlı kadın, yaşlanmış kadın
Karın
İşkembe ve rahim bölgesi
Kocaman
İri, büyük
Karma
Karışık
Kocamış
Yaşlı, yaşlanmış
Karmak 1
Hamur vs şeyleri yoğurmak
Kodaş, godaş
Kendini beğenmiş, kibirli
Karmak 2
Toprağın aşırı sulanması
Kof
Dolu değil, içi boş
Karmakarışık
Çok karışık, çok düzensiz
Kolan
İp, urgan, eşek kayışı
Kart
Yaşlı, zamanı geçmiş
Koma
Baygın ve hareketsiz hali
Karman çorman
Karışık, düzensiz
Kompir
Patates
Kamaşmak
Gözleri ışık alması, beğenme
Konak
Misafir evi, saçın kepeği
kasayazma
Bir çeşit koyun hastalığı
Konuşcaz
Konuşacağız
Kasmak
Kısaltmak, daraltmak, germek
Kop
Gel, ayrıl, terk et, düşünme
Kaş 1
Dağın yüzü, sırtı, yakası
Kopmak
Kırılmak, ayrılmak
Kaş 2
Gözün üstündeki tüyler
Kopuk
Bütününden ayrılmış, serseri
Katar, kater
Dizi, sıra, sıralanmış şeyler
Kor 1
Ateş olmuş odun parça
Katık
Ekmeğin yanındaki yiyecek
Kor 2
Koyar, acı, üzüntü, sıkıntı
Katık peyniri
Yağı alınmış süt ürününden yağsız tuzsuz peynir
Kor mu?
Koyar mı? Bırakır mı?
Katlamak
Bükmek, kat kat bükmek
Kostak
Havalı yürüyen, güzel biçimli
Katlanmak
Dayanmak, tahammül etmek
Koşan
Hızlı yürüyen, süratli giden
Kavurma
yağda pişirilen kuşbaşı et
Kovucu
Dedi koducu, laf taşıyan
Kayak
Kış sporu, karda kayma işi
Kovuk
Boşluk, delik, küçük mağara
Kaygana
Peynirle yumurtayı pişirmek
Koyağıma
Gölgeme, koruma alanım
Kaygılanmak
Tasalanmak, üzüntü çekmek
Koyak 1
Çok derin, yüreğe işleyerek
Kaygısız
Dertsiz, tasası olmayan
Koyak 2
Gölge, arka, saklanılacak yer
Kayırmak
Gözetlemek, kollamak
Koymak
Yere bırakmak, yerleştirmek
Kayış
Kemer, kayak kayma işi
Koyun 1
Kollar arası, kucak
Kaykılmak
Arkaya eğilmek, yaslanmak
Koyun 2
Yünlü küçükbaş hayvan cinsi
Kayma
Sürtünerek hareket etmek
Koyun gütmek
Koyun otlatmak, yaymak
Kaymak
Süt kreması
Koyup gitmek
Bırakıp ayrılmak
Kayrak
Oynak taşlı yer
Koyuvermek
Bırakmak, salıvermek, salmak
Kaypak
Dönek, sözünde durmayan
Koz
Avantaj, gizli bilgiler
Kaytarıcı
İşi gereğince yapmayan
Köhün, köfün
Üzüm küfesi, büyük sepet
Kazmık
Süt tavasındaki yanıksı tortu
Köpek
Koku alan evcil görev hayvanı, it
Keçi
Kıllı küçükbaş hayvan cinsi
Kör
Gözleri görmeyen
Kek
Tatlı çörek, kolay rakip ve iş
Körpe
Taze, genç, yeni yetişen
Keke, kekeme
Konuşmakta zorlanan kişi
Kör yol
İşlek olmayan araç geçmez
Kekeleme
Sekteli ve zorlukla konuşma
Kösülmek 1
Yorulmak, yatışmak, inmek
Kekeç
Elma eşiği, çekirdekli kısım
Kösülmek 2
Sönmeye yüz tutma, azalmak
Kekme
Gaga, eski kapı kilit kancası
Kötek
Dayak, dövmek
Kekre
Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan
Köse
Sakalsız, sakalı az olan erkek
Kel
Saçsız, saçı olmayan, çirkin
Kösele
İşlenmiş sığır cinsi derisi
Kele
Boğa, büyük erkek dana
Kösere
Bileme taşı, masat
Kelem
Lahana
Köstebek
Yeri oyarak gezen kör canlı
Kelepir
Kolay, ucuz
Köstek
Engel, ayak bağı, saat zinciri
Keleş
Yakışıklı, sevimli
Kösteklemek
Ayağını bağlayıp bırakmak
Kelli
Sonra, artık, gayrı
Kötü
Fena, zararlı, tehlikeli, belalı
Kemre
Hayvan gübresi
Kötürüm
Felçli, hareket edemeyen
Kene
Asalak ve kan emici böcek, sakırga
Kubat
Kaba, şekli bozuk, özensiz
Kepenek
Çoban paltosu, uyku tulumu
Kubuz
Yalan, palavra, Palavracı, Züğürt, Hokkabaz
Kere
Defa, kez, sefer
Kuduruk
Kuduz, azgın, saldırgan
Kerkinmek
Sürtünmek, sarkıntılık etmek
Kuduz 1
Kuduruk, azgın, saldırganlık
Kertik
Girintili, düz değil, kertilmiş
Kuduz 2
Isırma ve salya yoluyla bulaşan salgın hastalık
Kertme
Yontma, kesme, çentik atma
Kulp
Halka, tutacak
Kese
Yakın, kısa kolay yol
Kurcalamak
Karıştırmak, oynamak
Kesek
Sertleşmiş toprak parçası
Kurna
Musluksuz çeşme akarı
Keş 1
Katık peyniri, çökelek
Kursak
Mide, mideye giden yol
Keş 2
Şımarık ve aptal, kavgacı
Kursaksız
Midesiz, yemek borusuz
Keşle
Keçiler, keçi sürüsü
Kurşun 1
Esnek mavimtırak element
Keşler
Kavgacı ve aptal kişiler
Kurşun 2
Hafif silahla atılan mermi
Keşge, keşke
Olsaydı, olmasını isterim
Kuyruk 1
Omurga uzantısı, guyruk
Keşik
Ödünç vererek yardımlaşma
Kuyruk 2
Sıranın arkası, birinin arkası
Kevgir
Süzekli büyük kaşık
Kuş
Uçan kanatlı hayvan cinsi
Kez
Kere, defa, sefer
Kuşluk vakti
Güneşin doğuşu sonrası
Kıl
Keçi tüyü, huysuz, geçimsiz
Kutlamak
Tebrik etmek, neşe paylaşma
Kılmak
Yapmak, eda etmek
Kuytu
Rüzgârsız yer
Kıkırdak
Esnek kemik yapı, bükülgen
Kuz
Güneşsiz, serin yer
Kımıltı
Az hareket, kıpırtı
Külah
Şapka, başlık
Kıpırdamak
Davranmak, kaynaşmak
Külte
Tutam
Kıpraşmak
Hareket etmek, kıpırdamak
Külüstür
Eski, bakımsız
Kıpırtı
Hareket, hafif tepinme,
Küme
Gurup, öbek, lig, topluluk
Kır
Ak, kırçıl, kir renkli
Kümeli
Birlikte, toplu, bir arada
Kıraç
Susuz, sulanmayan yer, kır
Künge
Toz, dökülen küçük pislikler
Kırağı
Gece yağan hafif kar, çiğ
Kürelemek
Toplamak, bir yere yığmak
Kıran 1
Salgın hastalık, toplu ölüm
Kürelenmek
koyunların toplanması
Kıran 2
Kırıp-parçalayan kişi
Küremek
İtelemek, kaktırmak
Kırcıl
Aklı olan, hafif ağarmış
Küsmek
Darılmak, ilişki kesmek
Kırık 1
Sert cismin bölünmesi
Küt
Kesmeyen bıçak, kör makas
Kırık 2
Melez, düşük not, gücenmiş
Kütle
Büyük parça, küme, yığın
Kırık 3
Evlilik dışı dost edinilen
Kütürdetmek
Kırılır gibi ses çıkarmak
Kırıntı 1
Döküntü, küçük parça
 
 
 
L
 
Lades tutuşma
Çatal kemiği tutup çekişme
Limoni
Aranın soğuk olması
Lal 1
Dilsiz kişi, susmuş, suskun
Lale, lele
Kadeh şeklinde bir çiçek türü
Lal 2
Parlak kırmızı renkte olan
Lale 2
Aşk sarhoşu, aklı gitmiş
Labada
Alabada, efelek
Le, len
Eşin kocasına kabaca hitabı
Labirent
Karışık koridorlu yapı
Leb
Dudak, lügat, sözün ilk harfi
Laf
Söz, lakırtı, konuşma
Leblebi
Kavrulmuş nohut
Lagaluga
Boş konuşma, yararsız sözler
Leh 1
Yarar, taraf, menfaat, yana
Lağım
Pis sular için yer altı tüneli
Leh 2
Polonya halkından olanlar
Lahit
Taş ve mermerli oyma mezar
Lehen, leğen,
Geniş ve yayvan plastik kap
Lamba
Işık kaynağı, ampul
Lehim, leyim
Tutturmada işinde kullanılan kurşun ve kalay
Lambir, lambri
Duvar-taban kaplama tahtası
Leş
Kokmuş mundar hayvan ölüsü
Lan
Kaba bir seslenme hitabı
Libas
Giysi, elbise
Lapa
Bertik sarmaya pirinç pilavı
Lif
Her türlü ince ve uzun tel
Lapa lapa
Yassı ve iri taneli
Lor
Peynir suyundan elde edilen çökelek
Lapır, rapor
Hastalık izni, inceleme sonucu verilen bilgi ve belge
Lot
Hisse, kısmet pay, arsa
Lav
Yanardağdan kızgın akıntı
loto
Şans oyunu, tombala
Laz
Karadeniz halkından olan
Lüle
Tütün içme aleti, pipo, kıvrım
Lazım
Gerek, gerekli
Lüle lüle
Kıvrım kıvrım
Liman
Gemi durağı, gemi garajı
Lüzum
Gereklilik, ehemmiyet
Limon
Suyu sıkılan ekşi meyve
 
 
 
 
M
 
Maabir
Muhabir, haberci
Mengene
Sıkma aracı, pres, sıkıcı araç
Macilik
Mancilik, baca, duman gideri
Menevişli
Oyalı, işlemeli, nakışlı
Madara
Kötü, sevimsiz, kötü vaziyet
Menevşe
Menekşe, küçük mor çiçek
Maden
Yer altı zenginliği, metal, yer altı varlığı işletmesi
Merfat
Ustalık, hüner, uzmanlık
Madımak
Ebe gömeci
Meret
Sıkıntı veren, uğursuz, zararlı
Mahir
Becerikli, ehil, uz
Merkep
Eşek
Mahzun
Üzüntülü, çaresiz
Mermi
Hafif silahla atılan kurşun
Makas
Saç, keğıt, basma ve teneke gibi şeyleri kesen alet
Mertek
Ölü üstüne konan tahta
Mal
Sahip olunan hayvan ve eşya
Metrez
Yüksek tepe, (su deposu yanı)
Mana
Anlam, sebep
Meymenetsiz
Yaramaz, kötü
Mancilik
Baca, ateş yanan eski ocaklık
Mezar
Kabir, ölü gömülen yer
Manda
Emrine girme, bir sığır çeşidi
Meze
İçkiyle yenen yiyecek
Mandal 1
Bir çeşit eski kapı kilidi
Mıcır
Asfalt çakılı
Mandal 2
Çamaşırı ipe asma aleti
Mıcırık
Bahane, neden, bozucu sebep
Mandalaz
Bir çeşit kapı kilidi, mandal
Mıdık
Gaga, ibik, şapka güneş siperi
Mandara
Peynir üretim ve imalat yeri
Mıh
Çivi, öküz çakma çivisi
Mangır
Para
Mıhlı
Kurtlu, delikli
Mani 1
Engel, ket, durduran şey
Mıncıklamak
Parmakla sıkarak ellemek
Mani 2
Yedi heceli dörtlük dizeleri
Mındar,mundar
Yenemeyen hayvan ölüsü
Mankafa
Anlayışsız, aptal
Mısmıl
Usule uygun, yenilebilir
Mantufan
Yerliden gelişmiş inek ırkı
Mışmak
Korkmak, korkup caymak
Manyak
Garip, gülünç davranışlı, salak
Mızırdanmak
Anlaşılmaz konuşmak
Marif
Maarif, okul, öğrenim sistemi
Miifer, miğfer
Başı koruyucu başlık
Marifet
Ustalık, hüner, merfat
Mil
Tığ, oya yapma aracı
Maval-martaval
Asılsız, uydurma söz, palavra
Minder
Şilte, cilte, yumuşak oturma ve yaslanma aracı
Maya
Çalacak, damızlık, öz
Mini, minicik
Küçük, küçücük, ufacık
Mayalama
Maya katma, yoğurt çalma, döllendirme
Minnacık
Çok küçük, çok ufak
Mayışmak
Tembellik, gevşeklik etme
Mir
Baş, kumandan, amir, bey
Mayyak
Garip, gülünç davranışlı
Miralay
Alay, albay
Mazı
Çalı bitkisi meyvesi
Mis
Güzel koku
Mecal
Takat, güç, sabır, derman
Mis gibi
Çok güzel kokuyor
Macır, macur
Muhacir, göçmen, göç eden
Miskin
Pis, eski ve pis giyimli, fakir
Meci
İmece, yardımlaşma
Mit
Türk gizli istihbaratı
Meğerse
Gerçekte, aslında, halbuki
Mitil
Yatak yüzü, eskimiş bez
Mehel
Uygun, layık, göre
Motur, motor
Traktör, hareket veren araç
Mehel görmek
Uygun bulmak
Muhacir
Macır, macur, göçmen
Mehil
Gönül, süre, müddet
Murt
Mersin ağacı ve meyvesi
Mehir
Kadına verilen evlilik ücreti
Munar
Çeşme, pınar
Mektep
Okul, okunan yer, oda
Munzur
Yaramaz, domuzluk eden
Meel meel
Saf saf, mahzun mahzun
Muşamba
Yer döşemesi, yağmurluk
Melin
Mahzun, saf ve çaresiz
Muzur
Yaramaz, şımarıklık eden
Meliz
Bal arısı
Muzurluk
Munzurluk, yaramazlık
Mend
Değirmen taşı
Müddet
Süre, zaman, mühlet, vade
Mendine
Değirmen taşına
Mühlet
Süre, zaman, vade, mehil
Mendirek
Dalgakıranla yapılan direk
Mürekkep
Yazı ve resim çizme sıvısı
Mengeç
Kapı tutturulan yer
Müteakip
Arkasından, sonrasında
 
 
 
 
 
 
N
 
Naazi
Niyazi’nin kısa söylemi
Nece
Nasıl, ne şekilde
Naaber, nehaber
Ne yapıyorsun, nasılsın
Nede, nerde
Nerede, hangi yerde
Nabız
Kalp atması, eğilim, düşünce
Neduun
Ne ediyorsun, ne diyorsun
Nacak
Kısa saplı küçük balta, balta
Nene gerek
Boş ver, seni ilgilendirmez
Naciz
Değersiz, önemsiz
Netameli
İçinden çıkılması zor hal
Nacivet
Lacivert, koyu mavi
Neden
Sebep, etken, illet
Naçar
Çaresiz, biçare
Nedime
Hanım arkadaş, kadın dost
Nadir
Ender, seyrek, az sayıda olan
Nefes
Soluk, hava, canlılık
Nafaka
Geçinmelik, geçinme bedeli
Nehir
Irmak, büyük dere
Nafi
Yararlı, faydalı
Nem
Neyim, hangi şeyim, rutubet
Nafile 1
Boş, yararsız, faydasız
Nemrut
Asık surat, gazüret,
Nafile 2
Sevabına kılınan namaz
Nene
Neyine, hangi şeyine, nine
Naftalin
Güve için kullanılan madde
Nerde
Nerede, keşke öyle olsa
Nah
Hakaret ve sövgü sözü
Neri
Nereye
Naha
İşte orda
Neşe
Mutluluk, sevinç, şenlik
Nal
Öküz, at ve eşek ayakkabısı
Net
Ele geçen, açık, iyi duyulan
Nalân
İnleyen, ağlayan, inleyici
Nev
Çeşit, cins, tür, ilk, yeni
Nalbant
Hayvanlara nal çakan kimse
Nev bahar
İlk bahar, yeni bahar
Nalbur
Nal yapan demirci
Nevri dönmek
Kafası karışmak, çok kızmak
Nalburiye
Hırdavat malzemeleri
Ney
Kamıştan bir üflemeli çalgı
Nalet
Lalet, beter, uzak olsun
Neyzen
Ney çalan kişi, ney üfleyen
Naklen
Canlı, ulaştırarak, anlatarak
Neye
Hangi şeye
Naklet
Ulaştır, ilet, duyur
Neyle
Hangi şeyle
Nakliye
Ulaştırma, taşıma
Neyim
Hangi şeyim
Nam
Ün, san, şan, şöhret, ad
Nezih
Temiz, temiz ahlaklı
Namazlağ
Ufak kilim, seccade, namazlık
Nezle
Soğuk algınlığı, nevazil, ingin
Nana
Nane, kokulu bir bitki
Nevazil
Soğuk algınlığı
Nanik
Alay işareti
Nice
Daha, pek çok, ne durumda
Nantar
Anahtar, kilit açan alet
Niici, neci
Ne iş yapar, ne satar
Napcan
Ne yapacaksın
Nidem
Ne edeyim
napuun
Ne yapıyorsun
Niduun
Ne ediyorsun, ne diyorsun
Nar 1
Ateş, dert, keder, üzüntü
Niine
Neyine, senin işin mi
Nar 2
İçi kırmızı taneli bir meyve
Nija
Süper dövüşçü, kareteci
Nasıl
Ne şekilde
Nile
Nasıl, ne şekilde
Nasır
Derinin sertleşip kaşınması
Nilüfer
Değişik renklerde çiçek ismi
Nasip
Kısmet, talih, baht, pay, hisse
Nine
Ebe, büyük enne
Nass yani
nasıl yani
Ninni
Bebeklere söylenen türkü
Naş
İkile, güle güle, kaybol
Niye
Niçin, neden
Naaş
Cenaze, ölü beden
Nizaman
Ne zaman, ne vakit
Naat
Övme, övücü şiir ve kaside
Nizami
Kurallara uygun
Naylon
Saydam eriyikten yapılan
Nur
Aydınlık, parıltı, ışık, ziya
Naz
Cilve, eda, şımarıklık
Nurten
Beyaz tenli, parlak tenli
Nazi
Nazizm yanlısı alman halkı
Noli
Ne oluyor
Nazik
İnce yapılı, narin, saygılı
noluyoo
Ne oluyor
Nazım
Şiir yazıları, düzen, sıra, dize
Nörüyon
Ne yapıyorsun
Nâzım
Düzene koyan, sıralayan
 
 
 
 
O
 
Oba
Göçebe ailesi ve topluluğu
Onur
Vakar, haysiyet, şeref
Obruk
Mağara, oyuk, delik, çukur
Ora
Orası, bahsedilen yer
Obur
Çok yiyen, iştahlı
Orak
Ekin biçmek, ekin biçme aleti
Ocak
Ateş, od, aile, sulale
Oralı
Bahsedilen yerden, oradan
Ocaklık
Ateş yakılan yer, baca, tandır
Oralı olmamak
İlgilenmemek
Od
Ateş, ocak
Ori
Oraya, senin yanına
Oda 1
Köy misafirhanesi
Orman
Ağaçlı yer, ağaç sahası
Oda 2
Evin bölümü, evin bir gözü
Ortalık yer
Meydan, göz önünde
Oğmak, ovmak
Masaj yapmak, sıvazlamak
Ortak
Hissedar, pay sahibi
Oğalamak
Masaj yapmak, sıvazlamak
Orti, ortaya,
Meydana, göz önüne, alana
Oh olsun
İyi oldu cezasını buldu
O saat
Derhal, hemen
Ok 1
Yayla atılan batıcı çubuk
Osuruk
Yellenme, gaz çıkarma
Ok 2
Doğru parçası, yön işareti
Oşamak
Okşamak, sevgiyle ellemek
Okla, oklava
Hamuru incelten değnek
Oşurtmak
Abartmak, çok büyütmek
Okuntu
Davetiye, düğüne gel hediyesi
Ot
Küçük bitkilerin ortak adı
Olcak
Olacak, gerekli şey, olmalı
Oturak
İskemle, sandalye
Olçum
Oturaklı, ağırbaşlı, ahlaklı
Oturcaz
Oturacağız
Olu bir
Birçok iş, pek çoğunda
Oturmak 1
Çökmek, batmak, ikamet etme
Oluk 1
Hayvanların ağaçtan su tekne
Oturmak 2
Üzerine tam denk gelmek
Oluk 2
Yapılık, hazır
Ovalamak
Avuçta ezip parçalamak
Olum
Oğlum, erkek çocuğum
Ovuşturmak
Avuçlarını birbirine sürtmek
Omaz, oomaz
Olmaz, olamaz
Oya
Dantel, iğne ve mille yapılan
Ondan kelli
Ondan sonra, daha sonra
Oyalamak
Bekletmek, vakit geçirtmek
Ondan ötürü
Dolayısıyla
Oyuk
Oyulmuş, içi boş çukur yer
Onmadı
İyileşmedi, gelişmedi
Oyun
Hile, düzen, kurallı eğlence
Onmak
İyileşmek
 
 
 
 
Ö
 
Öbek
Yığın
Örklemek
Hayvanı kazığa bağlamak
Öbür
Sonraki, öteki
Örme 1
Örülerek yapılmış olan
Öbürsügün
Sonraki gün
Örme 2
Sırtta yük taşıma ipi, urgan
Öbürü
Diğeri, öteki
Örme 3
Duvar yapmak, avlu yapmak
Öbür taraf
Diğer yön, öteki yön
Örs
Çelik yüzeyli demir araç
Öcü
Korkunç hayali yaratık
Örselemek
Yakalamak, zedelemek
Öcüt
Ödünç, borç olarak
Örmek
Havlamak, dolamak
Öç
İntikam, karşı ceza isteği
Örtmen
Öğretmen, ders öğreten
Öd
Safra kesesi
Ösen, öösen
Olması gerek, elbet olur
Ödeşmek
Alıp vereceği kalmamak, fit
Ösürmek
Öksürmek
Ödlek
Korkak, korkan
Öşür
Tahıldan fakire verilen mal
Ödü kopmak
Çok korkmak
Öte
İleri, az uzak
Ödünç
Borç almak, ödemek için
Öteberi
Önemsiz şeyler, eksik, gedik
Öf bee
Bıkkınlık sözcüğü
Ötme
Kuşun ses çıkarması
Öğün
Yemek vakti, yemek zamanı
Öte yaka
Tam karşı taraf, karşı yamaç
Öğürmek
Kusmak, içi bulanmak
Öteyüz
Arka taraf
Öfke
Sinir, kızgınlık
Ötgün
Çok iyi öten
Öküz 1
İğdiş edilmiş erkek çift ineği
Ötüügün
Evvelsi gün, bir evvelki gün
Öküz 2
Bön, görgüsüz, kaba, anlayış
Ötürü
Dolayı, nedenle, sebebiyle
Öksüz, öösüz
Yetim kişi, kimsesiz
Ötürük
İshal, amel
Öleşmek
Paylaşmak, bölüşmek
Övmek
Takdir etmek, yüceltmek
Ölü
Cenaze, naaş, ölen kişi
Övüngeç
Kendini çok metheden
Ölüm
Vefat etme, hayatın sonu
Övünme
Kendini beğenme ve övme
Ölçü
Değer, itibar, denge, miktar
Öz
Kendisi, manevi benlik, iç varlık, nefis
Ömür
Yaşam, hayat süresi, hoş
Özel
Kişiye ait, hususi
Öncü
Önder, önden giden, klavuz
Özgü
Has, özel, ona mahsus
Öngücü
Eninde sonunda, er geç
Özgür
Serbest, hür, bağımsız
Önüne düşmek
Rehberlik etme, önder olmak
Özlü
İçli, etkileyen, verimli olan
Ööke
Öfke, sinir, kızgınlık
Öneze
Keklik avında saklanacak yer
Ööle, öğlen
Gün ortası, öğle vakti
Özlem
Kavuşma isteği, hasret
Öören
Öğrenme emri
Özlemek
Göresi gelmek, arzu etmek
Ören
Harabe, eski yerleşim yeri
Özenmek
Dikkat etmek, önem vermek
Örenci
Talebe, öğrenci
Özür
Mazeret, kusur, sakatlık
Ören dere
Öküz dürtme sopası
Özürlü
Kusurlu, sakatlığı olan
Öretmet
Öğretmen, hoca
Öyek
Bataklık, çamuru derin yer
 
 
 
 
 
 
 
P
 
Pabuç
Ayakkabı
Peydahlamak
Bulmak, meydana getirmek
Paça 1
Pantolonun bacak kısımları
Peyderpey
Azar azar, bölüm bölüm
Paça 2
Ekmek tiriti
Pıçak
Bıçak, kesme aracı
Paçavra
Eski çaput, eskimiş bez
Pıhtı
Yarı katılaşmış sıvı
Paha
Eder, değer
Pınar
Suyun çıktığı kaynak, bulak
Pahalı
Fiyatı yüksek
Pılını pırtını
Değersiz şeylerini, eşyalarını
Paf
İçi kof, göründüğü gibi değil
Pırlama
Uçmak, kanat çırpmak
Pafta
Büyük harita, büyük bölük
Pırtı
Değersiz şey, değersiz eşya
Pala
Enli kayış, geniş kemer
Pışık
Çocukça bana ne, karışmam
Pala bıyık
Uzun ve gür bıyıklı
Pısırık
Çekingen, beceriksiz, korkak
Palan
Eşek ve atlara vurulan kaşsız enli eyer
Pısmak
Korkup sinmek, saklanmak
Palavra
Yalan söz, uyduruk konuşma
Pıtrak
Diken, kısa dikenli tarla otu
Palaz
Keklik yavrusu
Piç
Babası belli değil
Palyanço
Palyaço, acayip kılıklı
Pike
Kabartmalı pamuklu kumaş
Paklamak
Temizlemek
Piknik
Yemekli günlük gezinti
Panik
Ani korku, ürkü, ürküntü
Pil
Radyo ve saat çalıştıran alet
Pantol, pantul
Pantolon, erkek dış donu
Pim
İki parçayı ekleyen metal çivi
Paralamak
Parçalamak, eskitmek
Pimpirikli
Şüpheci, kararsız, huzursuz
Paraz
Biraz, olduğu kadar
Pin
Binmek emri, bin, üstüne çık
Parekente
Parça, bölük, toptan değil
Pire
Zıplayan küçük asalak böcek
Parlamak 1
Işık saçmak, ortaya çıkmak
Pis
Kirli, mundar, çirkin, iğrenç
Parka
Soğuktan oruyucu kalın ceket
Pisi
Kedi
Parke
Döşeme, tahta taban döşemesi
Pisikopat
Ruh hastası, sinir hastası
Parke daşı
Yol ve yer döşemesi taşı
Pişik
Ter ve idrardan olan kızarık
Parlamak 2
Birden bire kızmak
Piyasa
Pazar, geçerli fiyat
Pasaklı
Kirli, dağınık, düzensiz
Pudra
Güzellik tozu, cilt tozu
Patak
Dayak, kötek, dövme
Pul 1
Delikli cıvata ve oya levhası
Pataklamak
Dayak atmak, dövmek
Pul 2
Mektuplar için küçük kâğıt
Patavatsız
Kaba, yersiz davranan, dangalak, dengesiz
Puro
Kalın yaprak sigarası
Pavkırmak 1
Öfkeli ve yüksek sesle feryat
Pus
Sis, duman, camdaki buhar
Pavkırmak 2
Çok çalışmak, koşuşturmak
Pusmak
Sinmek, saklanmak
Pay
Hisse, eşit bölüm
Pusu
Saldırmak için tuzak,
Payam
Badem
Pusula 1
Yön bulma aleti,
Peçe
Örtü, örtü bezi, siyah örtü
Pusula 2
Küçük not yazma kâğıdı
Pehpeh
Hayret sözcüğü
Put
Tapınılan varlık, tapılan şey
Pehlivan
Güreşçi, iri yapılı güçlü kimse
Pür
Yapraklı ağaç dalı
Pelezimek
Çok yorulmak, bitkin düşmek
Pürçek
Taze bitki yaprağı, tomurcuk
Pelit
Meşe meyvesi
Püs
Ağaç tutkalı, zamk
Pek-peklik
Sert, korkusuz, korkusuzluk
Püskürmek
Tazyikli savurmak, sıçramak
Peki, pekiyi
Çok iyi, tamam, öyle olsun
Poça, poğaca
Peksimet, pesamat, çörek
Pekiştirmek
Sağlamlaştırmak, sıkıştırmak
Pot
Yanlışlık, hatalı söz, gaf
Pepe
Konuşurken kekeleyen
Potur
Pantolon, pantul, aba don
Perde
İki şeyin arasına çekilen örtü
Poçu, poşu
Şal şeklinde başörtüsü
Pesamat
Köy poğaçası, köy çöreği
Postacı
Mektup gibi şeyler taşıyan
Peşi sıra
Arka arkaya, sıra sıra
Poşet
Küçük naylon kap, torba
Peşkir
Havlu, el yüz silme havlusu
Poyraz
Kuzeydoğu yönden soğuk esen rüzgâr
Peşkir 2
Kadınların işlemeli ön kuşağı
Poz
Fotoğraf için duruş, çalım
Petek 1
Kovana konan özel bal çıtası
Pörtlek
Dışa çıkık, dışa çıkmış
Petek 2
Kalorifer sobası
Pörsümek
Bozulmak, buruşmak
Pey
Güvence, ön ödenek
Pösteki
Koyun keçi postu, deri, gön
Peylemek
Önceden kendine ayıttırmak
 
 
 
 
R
 
Raabet, rağbet
İtibar, değer verme
Rezalet
Kepazelik, rezillik,
Rab, rap
Yaratan, Allah
Rezil
Alçak, aşağılık
Raf
Duvardaki eşya koyma yeri
Rızk, rızık
Yiyecek, içecek, azık
Rahle, rahne
Kuran okunan küçük masa
Rica
Dileyiş, dileme, dilek
Rakım
Yükseklik
Risale
Kitapçık, küçük dergi
Rakkam
Rakam, numara
Ritim
Uyum, ses uyumu
Rakkas
Dansçı, oyuncu kadın
Rivayet
Söylenti, söz nakli
Ram, raam
Boyun eğmek
Riyakâr
İkiyüzlü,
Raat, rahat
Huzur, kolay, mutluluk
Roket
Füze, büyük mermi
Rasat
Gözleme, gözlem
Rol
Gerçek olmayan davranış
Rast gitmek
İşi iyi gitmek, iş aksamaması
Roman
Uzun hikaye, Çingene
Rast gele
Baştan savma, gelişi güzel
Rot
Tekeri direksiyona bağlayan demir çubuk
Rastlamak
Karşılaşmak
Rota
Gemi ve uçakla izlenecek yol
Ray
Demirden yol, trenlerin yolu
Rozet
Yakaya takılan sembolik metal
Rayiç
Geçer fiyat, geçer bedeli
Rötgen
Röntgen, tıbbi organ filmi
Razı
Uygun bulan, isteyen
Rötor
Gecikme, tehir
Reçel, ireçel
Meyvelerin şekerle kaynamışı
Ruh
Can, manevi varlık
Reçete
Hasta için ilaç listesi
Ruhsuz
Cansız, güçsüz, etkisiz
Red, ret
Geri çevirme, kabul etmeme
Rum, urum
Yunan halkı, yunan asıllı
Refah
Bolluk, rahatlık, huzur
Rus, urus
Rus halkından, Rusyalı
Rehavet
Gevşeklik, ağırlık, tembellik
Rükun
Şart, ibadetin kabul şartları
Rekabet
Çekişme, yarışma, yarış
Rüküş
Gülünç giyinen
Rekat
Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm
Rüsva
Rezil, ayıplanacak durumda
Resim
Fotoğraf, çizilen şeyler
Rüşt
Reşitlik, erginlik
Resmi, resmen
Devlete ait, devletin olan
Rütbe
Mertebe, derece, paye
Reşit
Ergin, gerekli yaşa ulaşan
Rütuş
Fotoğraf üzerinde düzeltme
Reva
Yakışır, uygun, yerinde
Rüya, ürya
Düş, uykuda görülen şeyler
Revaç
İstek görme, talep alma
Rüzgâr
Yel, esinti, bad
Rey
Oy, seçimde yapılan tercih
 
 
 
 
S
 
sabaa
Sabah, yarın, yarın sabah
Sığıntı
Bir yere sığınan, iltica eden
Saca, saç ayak
Bacaya tencere konan üçayaklı portatif demir
Sığır
İnek
Sacaya
Üç bacaklı, üç taraflı
Sığışmak
Zorlanarak girip yerleşmek
Saçma
Mantıksız, abes, anlamsız
Sıkı sıkılamak
Fişek doldurmak
Saçmasapan
Mantıksız, akla çok aykırı
Sıkıntı
Üzüntü, zorluk veren durum
Sadıç, sağdıç
Erkeklerin en yakın arkadaşı
Sıklat basmak
Bunalmak, sıkıntı, sıcaklık
Sahan
Yemek tabağı, kabı
Sıklet
Yarışma gurubu
Sağmal
Süt veren dişi hayvan
Sınamak
Denemek, imtihan etmek
Sak
Uyanık, temkinli
Sındı
Makas
Sakyatan
Çabuk uyanan, yarı uyanık
Sırf
Özellikle, sadece, yalnızca
Sakar
Salak, şaşkın, çok kaza yapan
Sırım
Deriden yapılan ip,
Sakınmak
Çekinmek, uzak durmak
Sırıtmak
Dişlerini göstererek gülmek
Sakırga
Parazit, asalak yaşayan
Sırnaşık 1
Israrcı, arsız, yapışkan insan
Saklı
Gizli, gizlenmiş olan
Sırnaşık 2
Dolanarak uzayan ağaç türü
Salcanan gal
Sağlıkla kal, hoşça kal
Sırt
Arka, dağ üst yüzü
Salcanan git
Sağlıcakla git, güle güle git
Sırt çiğnemek
ayakla birinin sırtına basmak
Salmak
Salıvermek, bırakmak
Sırtlamak
Sırtına almak, yüklemek
Sancı
Acı, sızı, ağrı
Sıska
Gelişmemiş, zayıf, küçük
Sanmak
Zannetmek, öyle bilmek
Sıvazlamak
Okşamak, masaj yapmak
Sardırmak1
Yükü araca yükletmek
Sıvışmak
Kaçmak, habersiz ayrılmak
Sardırmak2
Masrafı başkasına ödetmek
Sıyırmak
Ziftimek, soymak, temizlemek
Sargın
Hevesli, bağlı, tutkun, istekli
Sıymak
Kaymak
Sarıcalı
Hastalıklı, bulaşıcı hasta olan
Sıypıtmak
Kaydırmak, üzerinden akıtma
Sarkıtmak
Aşağı uzatmak, göndermek
Sızı
Ağrı, acı veren ağrı
Sarmak1
Dolamak, yüklemek
Sızlanmak
Halinden şikâyet etmek
Sarmak2
Havlayarak köpek saldırması
Sidik
Küçük çiş dışkısı sıvı
Sarmak3
Dağa ve yokuşa tırmanmak
Siğitmek
Koşmak
Sarp
Dik, yokuş, aksi, anlayışsız
Siğmek
Siymek, küçük çişini yapmak
Sarsmak
Sallamak, dengesini bozmak
Silik
Unutulmuş, aşınıp bozulmuş
Sapa
Uzak, çok bilinmeyen ters yol
Silinme
Çizgi ve yazıların kaybolması
Sapak
Dönemeç
Silkelemek
Çırpmak, sallamak
Sapan
Çırakman, taş atan lastikli çocuk silahı
Sini
Büyük sofra tepsisi
Sataşmak
Çatmak, sürtünmek, laf atmak
Sinmek
Pusmak, korkup saklanmak,
Satın
Parayla, ücret karşılığı
Sitil
Tarz, çul, çadır örtüsü
Satin
Zaten, her halükarda, herhalde
Soba
Isınmak için ateş yakılan araç
Savak
Su bendi, kanal, ark başı
Sokmak
Girdirmek, koymak
Savmak
Başından göndermek
Somurtmak
Surat asmak
Savran
Deve yöneticisi
Sopa
Dayak, cop, değnek
Savruk
Müsrif, düşüncesiz, dengesiz
Sopalamak
Dövmek, dayak atmak
Savsaklamak
Önemsemeyip ihmal etmek
Soora, sofra
Üzerinde yemek yenen eşya
Saya
Ferace, koyun ağılı
Soorii
Sofraya
Sayıklamak
Bilinçsizce konuşmak
Soyuntu
Mısır kabuğu
Sebbetme
Küfür etme, sövme
Söbe 1
Yumurta gibi, oval, beyzi
Sefa
Eğlence, zevk, neşe, rahatlık
Söbe 2
Saklambaç oyunu, körebe
Sefalet
Yokluk, yoksulluk, muhtaçlık
Söbeleme
Saklanan kişiyi bulma
Sefil
Yoksul, sefalet çeken, alçak
Söbü
ince ve uzun, oval olan
Sefir
Elçi, elçilik görevlisi
Söbüce
Dik, uzun, ince, zayıf, ovalce
Sefer
Kez, defa, yolculuk, savaş
Söğmek
Küfür, kötü söz, sebbetme
Seferi
Yolcu, yolculuk devam eden
Sökmek
Vidalarını çıkarmak, çözmek
Sek
Katıksız, bir şey katılmamış
Sömek
Mısır koçanı
Seki 1
Teras, üst kat balkonu
Sömürge
Özgürlüğünü yitirmiş ülke
Seki 2
Yayladaki düzlük
Sömürmek
Emmek, haksızca yemek
Seki 3
Üstüne oturulan tahta divan
Sönmek
Işığını yitirmek, etki yitirmek, kaybolup gitmek
Sekmek
Zıplamak, hoplamak
Sövme, sööme
Küfür, kötü söz, söğmek
Sekmen
Aralıksız iskemle, basamak
Söykenmek
Diğer tarafa dayanmak, öbür yana yaslanmak
Sektirme
Tülletme, geçirme, kaçırma
Söylenme
Kendi kendine konuşma
Sektirmez
Kaçırmaz, attığını vurur
Susa
Geniş asfalt yol, geniş yol
Serpmek
Atmak, yaymak, saçmak
Susak
Su kabaktan yapılmış su kabı
Sersem
Ahmak, ayakta zor duran
Suy
Su, hayat kaynağı içecek
Seme
 
Ahmak, aptal, akılsız, kolayca aldatılan
Sülük
Salyangoz, kan emici bir solucan tipi
Semirmek
Şişmanlamak, beslenmek
Sümsük
Miskin, mıymıntı, pısırık
Semiz
Besili, tıknaz, iyi bakılmış
Sünepe
Kılıksız, uyuşuk, sümsük
Sepme
Serpme, dağınık atma
Sündürme
Tereyağ da eritilmiş peynir
Serpinti
Hafif ve kısa süreli yağma
Sürek
Takip, peşinden gitme
Setere
Ceket veya palto
Sürekli
Devamlı, ara vermeden
Sevi
Sevda, sevgi, aşk
Sürgün
Yeni çıkan ağaç dalı
Sevk
Gönderme, götürme, nakletme
Sürmek1
Götürmek, sevk etmek,
Seyirmek
Göz atması, gözdeki tik
Sürmek2
Çift sürmek, ilaç sürmek
Seyitmek
Koşmak, siitmek, siytmek
Süri
Sürüyor, devam ediyor
Seyrek
Aralıklı, sık olmayan
Sürü
Araya toplanmış, alay, grup
Seyreltmek
Azaltmak, aralıklı yapmak
Sürünceme
Gecikme, iş uzaması, aksaklık, beklemede kalma
Seyretmek
İzlemek, takip etmek
Süsmek
Boynuzlamak, kafa atmak
Sıçan
Fare
Süt 1
Maya, insanın aslı
Sığ
Derin olmayan
Süt 2
Memeden sağılan asli besin
Sığmak
Girebilmek, ucu ucuna girmek
Süt taşırma
Süt kaynatma
Sığınmak
Korunma talebiyle girmek
Süven
Avlu sırığı, uzun avlu kazığı
 
 
Ş
 
Şadırvan
Cami avlularındaki üzeri fıskiyeli abdest havuzu
Şeher, şeer
Şehir, kent
Şah
Satrançta padişah
Şekil
Biçim, çizim, tarz, resim
Şaka
Latife, güldürmek için takılma
Şevklenmek
İsteklenmek, heveslenmek
Şal
Kadın kuşağı,
Şımarık
Yüzde olan, arsız, dengesiz
Şalvar
Bol kesimli pantolon
Şıpbadanak
Çabuk, çabucak
Şam
Suriye’nin başkenti
Şırınga
Sıvı ilaç vermeye yarayan alet
Şamar
Tokat, el içiyle vurulan darbe
Şırpıntı
Uygunsuz davranan kadın
Şanlı
Tanınmış, ünlü, onurlu
Şimdi
Hemen, derhal, şu an, şinci
Şans
Baht, talih, işlerin yolunda gitmesi
Şinci
Hemen, şu anda, şincik
Şar
Mağara, yar, gönül, poşu
Şincik
Hemen şu anda
Şaplak vurmak
El çırpmak, tokat atmak
Şinik
Tahıl ölçü birimi
Şapırdatma
Ses çıkartarak yemek yeme
Şirin
Sevimli, cana yakın, hoş, tatlı
Şaşı
Gözleri yamuk bakan
Şok
Aniden ortaya çıkan şaşkınlık
Şaşkın
Ne yapacağını bilmez şekilde
Şom ağızlı
Kötü tahminci, felaket tellalı
Şavk
Aydınlık, ışık
Şori, şuraya
Şu ileriye, gösterilen yere
Şavıklamak
Işımak, ışık yaymak
Şuncaaz
Şu garip küçük şey, şuncağız
Şavklanmak
Aydınlanmak, ışıklanmak
Şükündür
Pancar, şeker pancarı
 
T
,
 
Ta orda
İleride, uzakta
Tıngır tıngır
Bomboş
Tabi
Elbette, tabi ki
Tınlamadı
Dinlemedi, umursamadı
Tabansız
Korkak, yüreksiz, ödlek
Tıpırtı
Hafif ses
Takat
Güç, kuvvet
Tırıs gitmek
Hızlı gitmek
Tal
Ağaç, dal
Tırpan, turpan
Çalı ve çaltı kesme aracı
Tamtakır
Bir şeyin kalmaması, tümüyle yok olma
Tırsmak
Gözü korkup vazgeçmek
Tangırtı yapmak
Gürültü çıkarmak
Tiisirmek
Hapşırmak
Tanış, tanıdık
Bildik, bilinen kişi
Tiner
Boya eritici sıvı
Tarak, darak
Saçları düzelten alet
Tingildemek
Yerinde hareket etmek
Tat
Zevk, yemekten alınan lezzet
Tize, teyze
Annenin kız kardeşi
Taata
Tahta
Tok
Karnı doymuş, iştahsız
Taytay durmak
Bebeğin ilk ayakta durması
Tokaç
Çamaşır dövme sopası
Tedirgin
Huzursuz, sıkıntılı
Tokuşmak
Koçların kafa vuruşması
Tehin, teyin
Sincap
Tombul
Temiz, sevimli, toplu, şişman
Tekin değil
Güvenilmez, tehlikeli
Tombalak
Toplu, kilolu, şişman tombul
Telef olma
Ziyan olma, hayvanın ölmesi
Topak
Toparlak, yuvarlak, top gibi
Teltik
Farklı, hemen akla gelmeyen
Topal
Bacak veya ayağı özürlü olan
Tembih
Öğüt, uyarı, ikaz etmek
Tor
Ürkek, çekingen
Temelli
Devamlı, sürekli olarak
Tosbağa
Kaplumbağa
Temelli gitmek
Dönmemek üzere gitmek
Tostoparlak
Yusyuvarlak, top gibi
Tene
Tane
Toy
Acemi, tecrübesiz
Tenha
Seyrek, az insanlı sakin yer
Tökezlemek
Yere yıkılmak
Tepelemek
Yenmek, üstünde dolaşmak
Tuluk
Deri su kabı
Tepik
Tekme, tekme atmak
Tulum
Deri peynir kabı
Tepinmek
Ayaklarını hızla yere vurmak
Tur
Bir yeri bir kez dönme, gezi
Tepmek 1
Tekme vurmak,
Tura
Metal paranın resimli yüzü
Tepmek 2
Üzerini örtüp sıkıştırmak
Turfanda
İlk yetişen meyve, sebze
Terki
Atın arkası, eğerin arka yanı
Turp gibi
Sapa sağlam
Teres
Yaramaz insan
Tutkun
Bağlı, sargın, tutmuş
Ters 1
Hayvan gübresi, dışkı
Tutuk
Çekingen, isteksiz
Ters 2
Aksi, diğer yön, zıt olan
Tüh
Eyvah, pişmanlık anlatır
Tespik
Tesbih, namazda sayma aleti
Tül
Güneşlik ince cam perdesi
Teşbih
Benzetme
Tülek
Çabuk tüylenen, çok kıllanan
Teyyare
Uçak
Tüllek
Hoplama oyunu, zıplamalı
Tez
Acele
Tüllemek 1
Üzerinden atlamak, hoplamak
Tezcanlı
Aceleci, sabırsız
Tüllemek 2
Cam vs. ye ince perde takmak
Tezikti
Korkup kaçtı, kayboldu
Tümsek
yükselti, yığın, tepecik
Tıkamak
Kapamak,
Tünemek
Uyumak, yüksekte uyumak
Tıkınmak
Sürekli bir şeyler yemek
Türemek
Çoğalmak, ortaya çıkmak
Tıkıştırmak
Tıkınmak, atıştırmak
Türlü
Çeşitli, karışık sebze yemeği
Tıknaz
Kısa ve kilolu
Tütsü
Buhur, güzel koku için kokulu madde yakmak
Tımmak
Konuşmak, ses etmek
Tüv, tüy
Vücuttaki kıl, tavuk tüyü
Tımar etmek
Yara bakımı, at bakımı
Tüymek
Kaçmak, hızlı kaçmak
 
 
 
 
 
 
U
 
Kenar, bir şeyin son noktası
Umursamaz
Aldırmaz, ilgilenmez, değer vermez
Uçkur
Don lastiği, kemer yerine ip
Urgan
Kalın ip
Uçkun
Kayacak gibi, çok yamaç
Usanmak
Bıkmak, bezmek, sıkılmak
Ufak
Küçük, minnacık
Uslu
Sessiz, terbiyeli sakin, olçum
Ufalamak
Küçültmek, parçalamak
Usulca
Sessiz olarak, yavaş
Uğrak yeri
Sürekli gidilen yer, mola yeri
Usulüyle
Gerektiği gibi, gereğince
Uğramak
Yolculukta bir yerde durmak
Uşak
Hizmetçi, yardımcı, çocuk
Ulamak
Bağlamak, eklemek, ilave
Usturuplu
Uygun, tutarlı
Ulaşmak
Gidilen yere varmak
Utanmak
Mahcup olmak
Ulu
Büyük, en yüce, eşsiz büyük
Uy 1
Söylediğini ve yaptığını yap
Ulumak
Canavar, kurt, çakal sesi
Uy 2
Eyvah!
Ummak
Beklentisi olmak, ümit etmek
 
 
 
 
Ş
 
Ücra
Kenarda, kıyıda, uzakta olan
Üstelemek
Israr etmek, üstüne gitmek
Üleştirmek
Bölüştürmek, paylaştırmak
Üstelik
Hatta, dahası
Ün
Şöhret, nam
Üstün körü
Öylesine, özensiz, baştan savma, gelişi güzel
Ünle
Seslen, çağır, haber ver
Üşengeç
Tembel, uyuşuk, gönülsüz
Ünsiyet
Uyumlu, geçimli, söz dinler
Üşüşmek
Gelmek, toplanmak
Ümük
Gırtlak, boğaz
Ütmek 1
Yenmek, kumarda yenmek
Üredi
Çoğaldı, katlandı
Ütmek 2
Ateşin alevine tutmak
Üretmek
Çoğaltmak, artırmak
Ütülemek 1
Giysi kırışıklığını gidermek
Ürkek
Korkak, çekingen, ödlek
Ütülemek 2
Ateşte tüylerini yakmak
Ürkmek
Korkmak, çekinmek
Ütülmek
Oyunda yenilmek, yakılmak
Ürkütmek
Korkutmak, kaçırtmak
Üzerine
Tepesine, üstüne, sonrasında
Ürpermek
Heyecan ve soğuktan titremek
Üzerlik
Nazar otu,
Ürüdü
Havladı, öttü, horoz öttü
Üzmek
Eziyet etmek, mutsuz etmek
Üssin
Hüseyin
Üzüm
Salkımlı bir bağ meyvesi
 
 
 
 
 
 
V
 
Vaa ya
Var ya
Vekil
Birinin yerine iş gören
Vaad, vaat
Söz verme,
Ver, vir
Bana teslim et
Vade
Süre, zaman, mühlet
Vercen, vircen
Vereceğim
Vahide
Kız ismi
Vercez, vircez
Vereceğiz
Vakıf
Hayır ve yardım kurumu
Vıcık
Cıvık, sulu çamur
Valide
Ana, anne,
Vızıldamak
Arı gibi ses çıkarmak
Varsak
Gelsek, oraya gitsek
Viyaklamak
İnlemek, halden yakınmak
Vandal
Acımasızlığıyla miladın ilk yıllarında korku salan halk
Vızır vızır
Araçların sık ve hızlı geçmesi
Vefa
Sevgide devam ve bağlılık
Vurmak 1
Çarpmak, aksetmek, zarar vermek, hasta etmek
Vefat
Ölüm, ruhu teslim etme
Vurmak 2
Silahla yaralamak, öldürmek
 
 
 
 
 
 
Y
 
Yaa, yağ
Yemeğe katılan mahsul suyu
Yem
Hayvan yiyeceği
Yaamur
Yağmur, gökten su yağışı
Yemek
Bitirmek, harcamak, tüketmek
Yaba
Ağaç diren, saman savuran
Yemeni 1
Pabuç, çarık, ayakkabı
Yaban
Başka yerleşim yeri, el
Yemeni 2
Tülbent, yazma, başörtüsü
Yabancılık
Yeni yere alışamamak
Yemiş
İncir, çiğneyip yutmuş
Yadırgamak
Yabancılık çekmek, alışamama, yadırgama
Yen
Mağlup et! Emri, giysi kolu
Yağcı, yacı,
Yağ üreten veya satan kişi
Yenik 1
Isırılmış, yiyerek bitirilmiş
Yağ çalmak
Aşınmasın diye ilaçlamak, yağ sürmek, yağlamak
Yenik 2
Mağlup olmuş, kaybetmiş
Yağlamak
Aşınacak yere yağ veya gres dökmek, yemeğe yağ katmak
Yenişememek
Berabere kalmak
Yağır
Uyuz, kaşıntılı
Yenişmek
Biri birini yenme olayı
Yağlık
Mendil, söz kesme hediyesi
Yeni yetme
Çocukken gençliğe adım atan
Yağma
Talan, bölüşmek,  haksız mal almak, kapışmak
Yenleri, yinleri
Giysilerin kolları
Yahu
Baksana, hey, dikkat sözcüğü
Yergi
Kötüleme, eleştiri
Yak
Yakmak emri, CD yaz
Yerinmek
Halini kötüleme, acındırma
Yaka
Taraf, kenar, kıyı
Yermek
Horlamak, kötülemek
Yakarmak
Israrla bir şeyler istemek
Yeşerti
Yeşil taze ot, arazide ıslaklık
Yakı
Tedavi için ilaç sargısı
Yeter, yeter!
İhtiyacı karşılar, kes artık!
Yakın
Kısa mesafede, hemen burada
Yeter gaari
Tamam artık, bitir, kes artık
Yakınmak
Kına sürmek, halden şikâyet,
Yetir
Tamamla, durumu idare et
Yakışmak
Uymak, güzel durmak
Yetiş, yitiş
Çabuk gel, zamanında gel
Yakma 1
Ateşe atma, türkü yazma
Yetişmek
Ulaşmak, zamanında varmak
Yakma 2
Bilgisayar CD yazma
Yetiştirme 1
Büyütme, besleme, üretme, zamanında yerine iletme
Yal
Unla pişirilen köpek aşı,
Yetiştirme 2
İyi hazırlama, ahlaklandırma
Yalabık
Yıldırım, şimşek, gök parıltısı
Yetmek
Yeterli gelmek, kâfi gelmek
Yalak
Taş ve ağaçtaki çukur
Yetmemek
Az gelmek, kafi gelmemek
Yalakalık
Yağcılık, aşırı iltifat eden
Yettin gaari
Bıktırdın, usandırdın
Yalama
Bozulmuş, aşınmış, silinmiş
Yevmiye
İşçinin günlük ücreti
Yalazı
Alev, yalın, ateş kızıl ışığı
Yığmak
Üst üste koymak
Yalım
Galiba, her halde
Yıl
Sene, 12 aylık zaman dilimi
Yalın, yalıng
Alev, ateşin harlayan ışığı
Yılgın
Bezgin, çekingen
Yalınayak
Çıplak ayakla, ayakkabısız
Yılık
Ümitsiz, yorgun, bıkkın
Yalman
Eğri, düz değil, yayvan çukur
Yılmış
Bıkmış, usanmış, yorulmuş
Yalpalamak
Sallanmak, sallanıp yürümek
Yılışık
Yapışkan, güler yüzlü menfaat dostu, kendiyle barışık kişi
Yaltaklanma
Menfaat için peşinde gezme
Yicez
Yiyeceğiz, çiğneyip yutacağız
Yama
Meyilli ve eğimli yer, yamaç
Yil, yel
Rüzgâr, romatizma ağrısı, hava esintisi, bad
Yamaç
Yerin eğimli yüzü, dağın eteği
Yite, yeter
Tamam, kafi gelir
Yamak
Yardımcı, çırak, hizmetli
Yitik
Kayıp, kaybolan şey veya kişi
Yaman
Çok uyanık, çıkarcı, fena
Yitirmek
Kaybetmek, yerini bilmemek
Yamulma
Eğilip, bükülme
Yitmek
Kaybolmak, yeri bilinmemek
Yan
Dip, diğer taraf, kıyı
Yiv
Giysi ucu dikişi, vida çukuru
Yanal
Pembemsi
Yivlemek
Perde, bez ucunu dikişlemek, dikerek eklemek
Yanaş, yaklaş
Beriye gel, yakına gel
Yoğurmak
Karmak, karıştırmak, unu su ile hamur yapmak
Yanaşma
Karın tokluğuna yatılı işçi
Yoğurt çalmak
Süte yoğurt mayası katmak
Yangı
Ateş, sızı, dert, sıkıntı, üzüntü
Yokuş
Rampa, bayır, yamaç
Yanıkara
İflah olmaz hastalık
Yokuş çıkmak
Yükseğe çıkmak, tırmanmak
Yanılgı
Hata, yanlış düşünce
Yok yav
Gerçekten öylemi, şaşkınlık
Yanılmak
Yanlış düşünmek, hata etmek
Yol 1
Güzergâh, istikamet, geçiş yeri, tarik, gidilen mesafe
Yanıltan
Kandıran, aldatan
Yol 2
Uyulan ilke, sistem, usul, tarz
Yanına komam
Bırakmak, cezalandırırım
Yol 3
Şekil, amaç, gaye, maksat
Yanış
Nakış, işleme, desen, örgü
Yolaari
Çıkış ve çözüm yolu arıyor
Yansılamak
Söyleneni tekrarlamak
Yolak
Yol, patika, yaya ve taşıtla üzerinde gidilen şey
Yapağı
Yıkanmadan kırkılan koyun tüyü
Yolamak
Küçük yürüme yolu, patika
Yapacağız
Bir işi gerçek kılacağız
Yol aazı, yol ağzı
Yol başlangıcı, yol kavşağı
Yapcaz
Yapacağız
Yoldaş
Yol arkadaşı, aynı halktan
Yapışkan
Zamk, tutkal gibi şeyler
Yollamak
Göndermek, postalamak
Yar 1
Dik meyil, uçurum
Yolmak
El ile koparmak, derlemek
Yar 2
Sevgili, canan, sevilen kız
Yonca
Hayvan için ekilen verimli ot
Yara bandı
Yara için ilaçlı yapışkan şerit
Yonga
Parça, ağaçtan kesilen parça
Yarayışlı
Faydalı, iş görür, yararlı
Yontmak 1
Keserek biçim vermek, keserle parça koparmak
Yarmak
Bölmek, deşmek, içini açma
Yontmak 2
Bir menfaati kendine çevirme
Yarpuz
Yabani nane
Yoz
Kaba, işe yaramaz, adi, kısır
Yasıl
Eğil, bükül, başını aşağı eğ
Yozlaşma
Bozulma, kısırlaşma, adileşme
Yasılmak
Eğilmek, alttan almak
Yozlaşmış
Bozulmuş, kısırlaşmış
Yaslamak
Yansılamak, sözü tekrar etme
Yoz mal
Kısır, verimsiz hayvan
Yaslanmak
Sırtını dayamak, dayanmak
Yön
Taraf, yol, istikamet, cihet
Yas tutmak
Bir şeye üzülüp iş bırakma
Yörü
Yürü, yaya olarak hareket et
Yaş
Islak, sulu
Yufka, yuka 1
Oklava ile açılan hamurun saçta pişirip kurutulmuşu
Yaşıt
Akran, aynı yaşta olan
Yufka, yuka 2
İnce, sığ, derin değil
Yaşlık
Islaklık, rutubet, yaş yer
Yufka yürekli
Merhametli, hisli, duygulu
Yaşmak
Başörtü, eşarp, tülbent, yazma
Yuka yürekli
İnce ruhlu, merhametli, affedici, hisli, duygulu kişi
Yatık
Tahtadan yapılan özel su kabı
Yuh
Hoşnutsuzluk ve öfke anlatır
Yatıp batır
Batmak üzere, batmakta
Yuh sana
Ayıp sana, yazık sana, utan
Yatkın
Yetenekli, eli işe uygun
Yulaf
Buğdaya benzer hayvan yemi
Yav, ya
Söze başlama ünlem
Yular
Hayvan başına bağlanan ip
Yavan
Lezzetsiz, tadı tuzu az, yağsız
Yumak
İp makarası, ip çilesi
Yavuklu
Sözlü, nişanlı
Yumak
Yıkamak, su ile temizlemek
Yavuz, yavız
İyi, pekiyi, güzel
Yummak
Kapamak, kapatmak, örtmek
Yavşak
Asalak, bir böcek türü
Yumru
Tümsek, yükselti, topak, şişlik
Yaya-Yayan
Binitsiz, yürüyerek
Yumruk
Elin kapalı hali, böyle vuruş
Yaygı
Sergi bezi, sofra bezi, kilim
Yunmak
Yıkanmak, su ile temizlenmek
Yaylak
Dağlardaki düz otlak
Yurt 1
Yaşanan yer, barınak, çadır
Yayık
Tereyağı yapmak aleti
Yurt 2
Vatan, doğup yaşanılan ülke
Yaymak
Hayvan otlatmak, yaygı sermek, haberi duyurmak
Yusam
Yıkasam, su ile temizlesem
Yazgı
Kader, alın yazısı
Yuva, yuğa
Tembel, çalışmaz, işe yaramaz
Yazılmak
Kayıt olmak, kapılmak, yayılmak, dağılmak
Yuvarlak
Silindir şeklinde, daire gibi
Yazma
Yemeni, çember, başörtüsü
Yuvarlak taşı
Toprak çatı tepiştirme taşı
Yazmak 1
Yazı yazmak,
Yuvarlamak 1
Top gibi yapmak, tekerlemek
Yazmak 2
Sermek, etrafa dağıtmak
Yuvarlamak 2
Döndürerek aşağıya bırakmak
Ye, yi
Çiğneyip karnına doldur
Yük
Taşınan her şey, görev
Yeğ, yeğlemek
Tercih, tercih etmek
Yüklük 1
Sabit yatak yorgan rafı
Yeğen
Kardeş çocuğu, kuzen
Yüklük 2
Yük için hazırlanmış eşya
Yeğni, yiini
Hafif, ağır değil
Yüksünmek
İsteksizlik, hoşnutsuzluk, kıskanıp hor görmek
Yel, yil
Rüzgâr, yer değiştiren hava
Yülemek
Bilemek, keskinleştirmek
Yellendirme
Rüzgârda savurma
Yün
Yıkanıp kırkılan koyun tüyü
Yellenmek
Osurmak, alttan gaz çıkarmak
Yüssük, yüzük
Parmağa takılan söz ve nişan işareti süs aleti
Yeltenmek
Denemek, teşebbüs etmek
Yüzükoyun
Yüzüstü, yüzü yere gelmek
 
 
Z
 
Zabıt
Tutanak,
Zılgıt
Azarlamak, parlamak
Zabit
Osmanlı subayı
Zılgıt çekmek
Kızmak, çekişmek, azarlamak
Zade
Zahide ismi, oğul, evlat
Zıngıldamak
Sallanmak, yerinde oynamak
Zafer
Savaşta galibiyet, yengi
Zıpır
Yaramaz, haşara, haşere
Zağar
Belki, sanırım
Zır ıslak
Tamamen ıslak
Zale
Zeliha ismi
Zırlamak
Ağlamak
Zaman
Vakit, süre, şimdiki an
Zırlı
Tamamen
Zan
Sanmak, sanı
Zırtarmak
Karşı gelmek, şımarmak
Zanaat
Sanat, meslek
Zırva
Mantıksız, saçmalık, tutarsız
Zangırdamak
Güçlü sesle titremek, sallanmak, deprem gibi
Zıt
Karşıt,  aksi, ters
Zar 1
İnce perde veya örtü,
Zıtlaşmak
İnatlaşmak, terslik yapmak
Zar 2
Kumarda yere atılan sayı aleti
Zıtlık
Terslik, karşılık, uyumsuzluk
Zaten
Aslında, aslen, evvelden öyle
Zıvır zıvır
Bir sıvının bir şeye çok fazla bulaşması
Zati, Zaten
Aslında, aslen, kişisel
Zıvıtmak
Başında savmak
Zebil
Boşa veya çöpe giden, israf
Zibidi
Boş gezen, avere
Zelzele
Deprem, güçlü sarsıntı
Zirve
Doruk, tepe, üst aşama
Zerre
Çok küçük şey
Zonklamak
Bir çeşit ağrı, kuvvetli ağrı
Zevzek
Ciddi olmayan, sulu, geveze
Zoruna gitmek
Gücüne gitmek, onuru kırılma
Zıbarmak
Uyumak, ölmek
Zorsunmak
İsteksizlik, zor gelmek
Zıbıtmak
Fırlatmak, başından atmak
Zurna
Davulla çalınan nefesli çalgı
Zındık
Allah’a ve ahrete inanmamak
Zülüf
Yüzün yanında kalan saçlar
 
 
 
 
 
Oldukça kısa denebilecek bir zaman dilimi olan yaklaşık dört aylık bir sürede hazırlamış olduğum bu sözlük kısmında birçoğuna yer vermeye çalıştığımız ve köyümüze bir şive olarak düşündüğüm kelimelerin söylendiği şekilde yazarak daha detaylı örnekler sunmaya çalışayım istiyorum.
 
Kale-gale, kuyu-guyu, karı-garı, kutu- gutu, kara-gara, kanal-ganal, kavak-gavak, konduğun-gonduğun, kandığın-gandığın, kanır-ganır, kanguru-ganguru, karıyor-gariyor, vs şeklinde çoğaltabileceğimiz kelimeler vardır ki; k harfinin yumuşayıp g harfiyle yer değişmesinden oluşmaktadır.
 
Bunun yanında;
Öldürecek-öldürcek kelimesinde olduğu gibi; güldürcek, sövcek, dövcek, gevcek, dürcek, sürcek, bilcek, dilcek, gelcek, gitcek, etcek, bitcek, gütcek gibi fiillerde e harfi düşmesiyle söylenen kelimeler vardır.  
 
Yine köyümüz dilinde; buraya-bori, şuraya-şori, oraya-ori gibi kelimelerin kısa söylenişi vardır. Yine bu kelimelerin; buradayım-boodiin, şuradayım-şoodiin, oradayım-oodiin, doğduğun-doodiin, geldiğin-geediin, sövdüğün-söödüün, dövdüğün-döödiin, gibi farklı söylenişi vardır.
 
Geliyor-geli, gidiyor-gidi, bakıyor-baki, çakıyor-çaki, bıkıyor-bıki, tıkıyor-tıki, sıkıyor-sıki, takıyor-taki, sarıyor-sari, karıyor-kari-gari, dikiyor-diki, çekiyor-çeki, varıyor-vari, alıyor-alî, yoluyor-yoli gibi yüklem fillerinde olduğu gibi son harfi çekerek kelimenin kısa söylenişi vardır. Birde; takıyor-taki, kelimesinde olduğu gibi T li kelimelerde T nin yumuşayıp daki halini aldığı da olur.
 
Diğer köylerin şivelerinde pek rastlamadığım ve duymadığım bize ve köyümüze has gördüğümüz bir harf var ki; o da N ile G arası ama onlardan farklı genizden gelen gunne şeklinde kelimelerin bazı yerlerinde N leri böyle söylemekteyiz.
 
Şimdi bunlara örnekler verelim:
Mesela; yengeň, ebeñ dedeñ, eltiñ, neneñ, çeneñ, dayıñ, halañ, doñ, soñ, yalıñ, balıñ, haliñ, salıñ, dalıñ, diliñ, çalıñ, canıñ, çanıñ, gülüñ, külüñ, bildiiñ, dildiiñ, sildiiñ, öldiiñ, güldiiñ, çeldiiñ, deldiiñ, çañ, vb kelimelerin son harfleri böyle telaffuz edilir.
 
Yine; kurduğun-kurdiiñ-gurdiiñ, durduğun-durdiiñ, sorduğun-sordiiñ, vurduğun-vurdiiñ, burduğun-burdiiñ, yolduğun-yoldiiñ, yorduğun-yordiiñ, gördüğün-gördiiñ, verdiğin-verdiiñ, döndüğün-döndiiñ, konduğun-kondiiñ-gondiiñ, bandığın-bandiiñ, kandığın-kandiiñ -gandiiñ, sandığın-sandiiñ, yandığın-yandiiñ, çendiğin-çendiiñ, yendiğiñ-yendiiñ, bindiğiñ-bindiiñ, gibi sözcüklerin hem asıl halinde ve köy şivesiyle söylenişinde de son N ler ifade ettiğimiz şekilde söylenir.
 
Yine; kendiñ, bindiñ, indiñ, döndüñ, yandıñ, sandıñ, ve kañguru, kañır-gañır, mañgır, zañgır, tañgır, yañgır, muñar, uñar-oñar, buñal, doñal, diñel, koñak-goñak, şeklinde söylenen sözcükler vardır.
 
Yine; geldiğiñ-geediiñ, sövdüğüñ-söödiiñ, dövdüğüñ-döödiiñ, doğduğuñ-doodiñ, soğuduğuñ-soodiiñ, boğduğuñ-boodiiñ, şeklinde ifade edilen sözcüklerde vardır.
 
Bunları da ilave ettikten sonra belli konularla ilgili köy dilimizde konuşulan kelime ve sözcüklere de değinmek istiyorum.
 
 Ağırlık, Alan, Uzunluk ve Hacim Ölçüsü Alet ve Birimleri:
Gram, kilo, dirhem, okka, avuç, düzine, oktan, bir arşın, karış, demirli, denk, bir koşu, metre, santim, şinik, kile, bir tutam, urup, ayak, parmak, endaze, evlek, dönüm, merhale, fersah, kulaç, aşama, …
 
 Ağaç Dalları:
Çöğür, fışkın-fışgın, filiz, pürçek, şah, şıvgın-çıvgın, sürgün, budak, …
 
Akrabalıkla ilgili sözcükler:
Ana (anne), aba (abla), buba (baba), baldız, dede, elti, birice (kuma), yenge, bacanak, bacı, dayı, hala, gardaş (kardeş), herif, er, adam, hanım, hatun, eş, ebe, nene, koca, karı, torun, yeğen, emmi (amca), abi (ağabey), efe, anneanne, bubaanne(babaanne), …
 
Av hayvanları:
Geyik, tavşan, keklik, turaç, bağırtlak, üveyik, güvercin, kaz, ördek, yelve-yilve, bıldırcın, balık, sazan, … ve domuz, tilki, kurt, sansar, sincap, karga-garga, gibi zararlı hayvanlar.
 
Dokuma ve ip ile ilgili kelimeler:
Argaç-argeç, atkı, bağcık, çile, çözgü, düğüm, gelep, tarak, ıstar-ısdar, ilmek, kestel, gınnep, kirkit, kolan, örük, urgan, örme, sicim, halı, kilim, namazla, seccade, keçe, insi, meldin, heybe, torba, kuşak, peşkir, şal, gergi, potur, aba, yün, yapağı, …
 
Deri çeşitleri isimleri:
Gön, meşin, kayış, kiriş, kösele, post, sırım, sahtiyan, tulum, tuluk, yorak, kürk
 
Deve isimleri:
Köşek, maya, buhur, daylak, avrana, tülü, yoz, lök, beserek, kirinci, boz, hörgüçlü, çöl hayvanı
 
Eşlerin birbirine hitap sözcükleri:
Adam, er, koca, herif, bey-avrat, hatun, hanım, kadın, kız, lee-leen
 
Mutfak eşyalarına verilen isimler:
Kazan, haranı, tava, tencere, çanak, tabak, kupa-bardak, sahan, sini, ilen-leğen-lehen-lehin, ibrik, bağ bıçağı- budama bıçağı-tahra, çömlek, kevgir, dibek, tas, senit(ekmek tahtası), ekmek teknesi, oklava, yastaç, şiş, el değirmeni, cingil, güğüm, bakraç- kova-herke-helke, tahta kaşık-gaşşık, sacayak, saç, yayık, tulum-tuluk, su tulumu-tuluğu, darcık-dağarcık, ısran, cezve, çaydanlık, kasnak, elek, kalbur, gözer, kahve diimeni-kahve değirmeni, bıçak, vs.
 
Kısaltılarak veya daha değişik söylenen erkek isimleri:
Ahmet- aamet, adullah-abdi, bilal-bilo, İbrahim-ibram-ibili-ibo, halilibrahim-halbiram, ramazan-rambo-ıramazan-ırmızan, Mehmet-memet-memo, Süleyman-sülo-sülman, Hüseyin-üssiin, Selahattin-selo, Adnan-atlen- İsmail-ismil, Rafet-irfet, recep-irecep-ircep, aliosman-alosman, hacıahmet-hacamet, Mustafa-musta-mustava-mıstık, Hüsamettin-samittin-samit, Celalettin-celdin, İlyas-illas, cemal-camal-cemo, necati-neco, …
 
Kısaltılarak veya daha değişik söylenen kadın isimleri:
Ayşe-aaşa, Fatma-fadime-fatıma, Gülizar-gülzar, Hatice-hatca, Ümmühan-ümmü-ümman, kezban-keziban, menekşe-menevşe, şerife-şerfe, zeliha-zale, selime-selme, şehriye-şehri-şeeri, emine-emne, nahide-nayde, zahide-zayde, Zehra-zeeraa, alime-alme, gülistan-güstan, Hanife-hanfe, ismihan-ısman, nakiye-nakye, hasibe-hasbe, Havva-hava, Meryem-mirem, rakibe-ıraakibe, nazife-nasfe, …       
 
Bazı yemek ve hamur işleri:
Kavurma, topalak (köfte), çörek, sütlü çörek, tarhana, arap aşı, bulamaç, un helvası, bazlama, katmer, sıkma, börek, sündürme, keşkek, çörek, gödek, un çorbası, höşmerim-höşmelim, kaygana, yufka, tirit, hoşaf, paça-kelle, haşlama, çemen (közleme), mantı, erişte, koskos, kulak hamuru, kapama, sütlaç, pelte, salili-saraylı, …
 
Yenilen ve kaynatılıp içilebilen ot ve ağaçlar:
Çiğdem, kenger, yemlik, tekesakalı, çıtlık, kuzukulağı, kuşyemi, tere, roka, yer elması,
alıç, ahlat, karamık, erik, payam, kızılcık, iğde, ıhlamur, şapla-adaçayı, kekik, …
 
Hayvan seslerine verilen isimler:
At-kişner, eşek-anırır, öküz-böğürür, inek-möö diye meler, koyun-meler, köpek-havlar, kurt-ulur, kedi-miyavlar, tavuk-gıdaklar, horoz-öter, kuşlar-cikcik öter, …
 
Hayvanlarla iletişim kurma sözcükleri:
Köpeklerle-kuçu kuçu, oşt, hoşt, gehgeh, karabaş, ıslık öttürerek, … Kedilerle-pisipisi, pişpiş, … At ve eşeklerle-deh, çüş, dih, tüş, deh çıhçıh, … İnek-hoh, karakız, … Tavuk-çi çi, kış, geh geh, bili bili, geh bili bili, … Keçi ve koyunlara- ayy, kış, kiş, hayt, mee, bee, kuzu mee, koç, …
 
Hayvan yavru isimleri:
Enik, kuzu, buzağı, oğlak, malak, sıpa, kıri, tay, kuş yavrusu, civciv, göcen, palaz, …
 
İnek adları:
Buzağı, Dana, Tosun, Düveği, Öküz, Boğa
 
Keçi adları:
Oğlak, çepiş, seyis, erkeç, teke

 
Koyun adları:
Kuzu, öveç, toklu, fişek-şişek, koç,
 
Köpek cinsleri:
Çomar, karabaş, kobay, tazı, zağar, süs, fino-pino-pini, sürü-çoban köpeği, kurt köpeği, kuşçu, pati, alabacak, … Köpeklere yaş dönemlerine göre verilen isimler ise; Enik, bosi, pali,
kopil, it, …
 
Özürlü insan lakapları:
Çolak, çopur, kör, ama, sağır, lal, topal, fıtık-tekdaşşak, keke-kekeme, böbreksiz, kel, top sakal, kesik kulak, kepçe kulak, altı parmak, koca ayak, deli-mecnun, …
 
Peynir ve Süt Ürün Çeşitleri:
Tulum peyniri, Çökelek, Keş, Lor, Dolaz, Teleme, Yepinti, Ayran, Kaymak, Yağ, Yoğurt
 
Renkler:
Akça, ak, al, ala, alaca-ala bula, ela, çil, boz, çakır, çandır, çapar, çopur, çor, doru, göğ-gök, gökçe, kara, karaca, kır, kırçıl, kongur-konkur, konur kuzguni, kırmızı, kızıl, kızılca, menekşe, vişneçürüğü, sarımtırak, yağız, …
 
Saç tarama ve şekil verme isimleri:
Kâkül, perçem, zülüf, belik-melik, topuzlu, dalgalı, kıvırcıklı, kut-kısa ve kalın, kuyruklu, atkuyruğu, …
 
Su ile ilgili sözcükler:
Akar, akarsu, ark, bent, bataklık, bük-böğüt, dere, göl, gölcük, göz, kaynak, oluk, öz, pınar, sulak, sulu, sazlık, gömük, balçık, ırmak, nehir, damar, damla, tatlı su, meyve suyu, …
 
 
Süt ürünleri:
Peyaz peynir, kaşar, lor, katık, kelle, keş, dil peyniri, dolaz, tuluk- tulum peyniri, çökelek, ayran, yayık ayranı, kaymak, tereyağı, höşmelim-höşmerim, yoğurt, krema, …
 
 
Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü İmam Hatibi / Dursunbey
 
  Bugün 101217 ziyaretçikişi burdaydı!